Bolşeviklerin özgürlüğe dair tüm vaatleri, tüm taahhütleri daha iktidara geldikleri ilk günde buharlaşıp uçmuştu. İktidarlarının haftası dolmadan basını susturup ifade ve örgütlenme özgürlüğünü ortadan kaldırdılar. Fikren kendilerine en yakın gruplar başta olmak üzere tüm muhalefeti yasa dışı ilan edip polis marifetiyle yok ettiler. Polis marifetiyle sosyalizmin, devlet teröründen, Gulaglardan başka bir hayat vaat etmeyeceği o gün anlaşılmıştı.
Peki bütün bunlar ne adına yapılıyordu? Sosyalist kalkınma hedefleri, plan ve projeleri adına! Yarım asır boyunca süren zulmün bin bir türünü “öznel hatalar” diye ifade etmek, “sosyalizm bu değil, bunlar yanlış uygulamalar” demek, Bolşevik Parti'nin ideolojisini, siyasî hedeflerini göz ardı etmektir. Her şey parti programının dayandığı bilimsel sosyalizm hedefine uygun olarak tasarlandı ve yapıldı. Marks'ta da, Lenin'de de, Stalin veya ötekilerde de sosyalizm tam da devlet tahakkümü altında zorunlu çalışma; söz, ifade ve hayat hakkının devlet tekelinde olması; bireyin topluma, toplumun programa feda edilmesidir. İki yüz yıllık sosyalist düşünce ve pratiğin gösterdiği gerçek budur.
Bolşeviklerin özgürlüğe dair tüm vaatleri, tüm taahhütleri daha iktidara geldikleri ilk günde buharlaşıp uçmuştu. İktidarlarının haftası dolmadan basını susturup ifade ve örgütlenme özgürlüğünü ortadan kaldırdılar. Fikren kendilerine en yakın gruplar başta olmak üzere tüm muhalefeti yasa dışı ilan edip polis marifetiyle yok ettiler. Polis marifetiyle sosyalizmin, devlet teröründen, Gulaglardan başka bir hayat vaat etmeyeceği o gün anlaşılmıştı.
Peki bütün bunlar ne adına yapılıyordu? Sosyalist kalkınma hedefleri, plan ve projeleri adına! Yarım asır boyunca süren zulmün bin bir türünü “öznel hatalar” diye ifade etmek, “sosyalizm bu değil, bunlar yanlış uygulamalar” demek, Bolşevik Parti'nin ideolojisini, siyasî hedeflerini göz ardı etmektir. Her şey parti programının dayandığı bilimsel sosyalizm hedefine uygun olarak tasarlandı ve yapıldı. Marks'ta da, Lenin'de de, Stalin veya ötekilerde de sosyalizm tam da devlet tahakkümü altında zorunlu çalışma; söz, ifade ve hayat hakkının devlet tekelinde olması; bireyin topluma, toplumun programa feda edilmesidir. İki yüz yıllık sosyalist düşünce ve pratiğin gösterdiği gerçek budur.