Belirli yazın süremlerinde sanatçıların yazının ilk örnekleri olarak kabul gören söylenlerden esinlendikleri bilinmektedir. Buradaki asıl soru, sanatçıların hangi zamansal ve uzamsal konumda, hangi düşünsel ve içsel şartları dikkate alarak, temel söylen motiflerine nasıl baktıkları ve yapıtlarında bu kaynaklardan ne amaçla yararlandıklarıdır.
Bu yönelimler ışığında, bu kitapta Alman yazınından seçili yapıtlara, kadın içerikli Batı söylenlerindeki tanrıçaların, su perilerinin ve prenseslerin yansımaları eklektik yöntem aracılığıyla incelenerek ilgili sorulara cevaplar aranmıştır. Bu kapsamdaki söylenlerde doğaüstü güç ve çekicilikle donatılmış kadınların, ataerkil toplumun kendilerine biçmiş olduğu yazgıya baş kaldırmaları nedeniyle yapıtlara, kimi zaman fettan kadın (femme fatale), kimi zaman da naif kadın (femme frigidite) olarak yansıdığı görülmektedir. Ayrıca ‘kadının toplumsal rolü' sorunsalına söylenler penceresinden bakarak, onun yazında iz düşümlerini arayan bu kitaptaki seçili yapıtların, toplumun kolektif bilgi varlığının oluşumuna, kültürel belleğin taşınmasına ve ekin bilgisinin beslenmesine, bir anlamda köklerin yenilenmesine katkıları irdelenmiştir.
Belirli yazın süremlerinde sanatçıların yazının ilk örnekleri olarak kabul gören söylenlerden esinlendikleri bilinmektedir. Buradaki asıl soru, sanatçıların hangi zamansal ve uzamsal konumda, hangi düşünsel ve içsel şartları dikkate alarak, temel söylen motiflerine nasıl baktıkları ve yapıtlarında bu kaynaklardan ne amaçla yararlandıklarıdır.
Bu yönelimler ışığında, bu kitapta Alman yazınından seçili yapıtlara, kadın içerikli Batı söylenlerindeki tanrıçaların, su perilerinin ve prenseslerin yansımaları eklektik yöntem aracılığıyla incelenerek ilgili sorulara cevaplar aranmıştır. Bu kapsamdaki söylenlerde doğaüstü güç ve çekicilikle donatılmış kadınların, ataerkil toplumun kendilerine biçmiş olduğu yazgıya baş kaldırmaları nedeniyle yapıtlara, kimi zaman fettan kadın (femme fatale), kimi zaman da naif kadın (femme frigidite) olarak yansıdığı görülmektedir. Ayrıca ‘kadının toplumsal rolü' sorunsalına söylenler penceresinden bakarak, onun yazında iz düşümlerini arayan bu kitaptaki seçili yapıtların, toplumun kolektif bilgi varlığının oluşumuna, kültürel belleğin taşınmasına ve ekin bilgisinin beslenmesine, bir anlamda köklerin yenilenmesine katkıları irdelenmiştir.