Güzel bir mahallenin içinde dolaşırken sıcak bir kahve içebileceğiniz, uzanıp komşunuzdan su isteyeceğiniz, anneniniz sıcaklığına sığınacağınız, babanızın haşmetiyle dünyayı seveceğiniz, evladın kokusuyla yaşama yeniden sarılacağınız, gurbet için hüzünleneceğiniz, iyi ve azimli insanların hayatlarına dokunacağınız, türkülerle kimi neşe kimi kedere bürüneceğiniz kelimelerin büyüsüyle hazırlanmış bir ilk eser "Söz İzi".
Kübra Doğru, gençliğinden itibaren medya sektöründe programları, yaşama dokunuşları, nezaketiyle hafızalarımıza yer etmiş bir televizyoncu. Şimdi kelimeleriyle bize ulaşıyor, Annik Teyze'den, İstanbul Ramazanlarından, mis kokulu çocukluğumuzdan, ruhu doyuran türkülerin hüznünden yola çıkarıp aşka uzanıyor bazen, büyüklere masal anlattığı da oluyor, Türkiye gerçeklerini suratımıza çarptığı da… Hayata doğru bir yol almak için kırk yıl hatırı olan kahvenizi yapın, köpüklüsünden, yanında fındıklı bir lokum, hazırlanın, o yolculuk, bu yolculuk… Mola verin hayata "Söz İzi"ne ulaşın…
"İşte başladım, yazıyorum, neden mi? Çünkü yaşadığımca bilip, görüp, duyduğum bir şeyler var… İşte yazıyorum… Çünkü söyleyecek sözlerim var. "Sen hoş gelmişsin, aydınlıklar içerisinde ey gün!" diyerek, aydınlıklar içerisinde geldim, kapınızı çaldım… İsterim ki "sen hoş gelmişsin" deyiverin de, en koyusundan kırk yıllık hatırı olan sohbetlerimizi birlikte yapalım... Hoşbulduk…"
Güzel bir mahallenin içinde dolaşırken sıcak bir kahve içebileceğiniz, uzanıp komşunuzdan su isteyeceğiniz, anneniniz sıcaklığına sığınacağınız, babanızın haşmetiyle dünyayı seveceğiniz, evladın kokusuyla yaşama yeniden sarılacağınız, gurbet için hüzünleneceğiniz, iyi ve azimli insanların hayatlarına dokunacağınız, türkülerle kimi neşe kimi kedere bürüneceğiniz kelimelerin büyüsüyle hazırlanmış bir ilk eser "Söz İzi".
Kübra Doğru, gençliğinden itibaren medya sektöründe programları, yaşama dokunuşları, nezaketiyle hafızalarımıza yer etmiş bir televizyoncu. Şimdi kelimeleriyle bize ulaşıyor, Annik Teyze'den, İstanbul Ramazanlarından, mis kokulu çocukluğumuzdan, ruhu doyuran türkülerin hüznünden yola çıkarıp aşka uzanıyor bazen, büyüklere masal anlattığı da oluyor, Türkiye gerçeklerini suratımıza çarptığı da… Hayata doğru bir yol almak için kırk yıl hatırı olan kahvenizi yapın, köpüklüsünden, yanında fındıklı bir lokum, hazırlanın, o yolculuk, bu yolculuk… Mola verin hayata "Söz İzi"ne ulaşın…
"İşte başladım, yazıyorum, neden mi? Çünkü yaşadığımca bilip, görüp, duyduğum bir şeyler var… İşte yazıyorum… Çünkü söyleyecek sözlerim var. "Sen hoş gelmişsin, aydınlıklar içerisinde ey gün!" diyerek, aydınlıklar içerisinde geldim, kapınızı çaldım… İsterim ki "sen hoş gelmişsin" deyiverin de, en koyusundan kırk yıllık hatırı olan sohbetlerimizi birlikte yapalım... Hoşbulduk…"