Sporda halkla ilişkiler kavramı ve anlayışı uzun yıllardan bu yana gelişmiş ülkelerde üzerinde çalışılan ve uygulanan bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Boş zaman endüstrisinin en büyük parçalarından birisi olarak değerlendirebileceğimiz spor faaliyetleri günümüzde kitleleri peşinden sürükleyen bir gösteri haline gelmiştir. Bu gösterinin kitlelerine ulaşmak, daha fazla izleyici çekmek, iyi bir itibara sahip olmak için halkla ilişkiler faaliyetleri devreye girmektedir.
Ülkemizde spor alanında halkla ilişkiler faaliyetlerine bakıldığında bu çalışmaların kesinlikle yetersiz olduğunu söylemek mümkündür. Bunda spor kulüplerinin hedef kitleleriyle profesyonel ve stratejik bir iletişim çabası içerisinde olmamalarının büyük bir payı olduğu gözlemlenmektedir. Diğer yandan spor halkla ilişkileri konusunda yayın sayısında yaşanan sıkıntılar ve bu alanda çalışmak isteyen uygulayıcıların neler yapmaları gerektiğini bilememeleri de başka bir sorun oluşturmaktadır.
Elinizdeki bu çalışma, Türkiye'de var olan bu boşluğu doldurmaya yönelik başarılı bir eserdir. Yazar, her yönüyle sporda halkla ilişkiler olgusunu ortaya koyarken, konuyu ayrıca kriz yönetimi boyutuyla da ele almıştır. Özellikle sporda sıklıkla yaşanan krizler ve bunların nasıl ele alınması, alınmaması gerektiği konusu da bu eserde ele alınmıştır.
Sporda halkla ilişkiler kavramı ve anlayışı uzun yıllardan bu yana gelişmiş ülkelerde üzerinde çalışılan ve uygulanan bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Boş zaman endüstrisinin en büyük parçalarından birisi olarak değerlendirebileceğimiz spor faaliyetleri günümüzde kitleleri peşinden sürükleyen bir gösteri haline gelmiştir. Bu gösterinin kitlelerine ulaşmak, daha fazla izleyici çekmek, iyi bir itibara sahip olmak için halkla ilişkiler faaliyetleri devreye girmektedir.
Ülkemizde spor alanında halkla ilişkiler faaliyetlerine bakıldığında bu çalışmaların kesinlikle yetersiz olduğunu söylemek mümkündür. Bunda spor kulüplerinin hedef kitleleriyle profesyonel ve stratejik bir iletişim çabası içerisinde olmamalarının büyük bir payı olduğu gözlemlenmektedir. Diğer yandan spor halkla ilişkileri konusunda yayın sayısında yaşanan sıkıntılar ve bu alanda çalışmak isteyen uygulayıcıların neler yapmaları gerektiğini bilememeleri de başka bir sorun oluşturmaktadır.
Elinizdeki bu çalışma, Türkiye'de var olan bu boşluğu doldurmaya yönelik başarılı bir eserdir. Yazar, her yönüyle sporda halkla ilişkiler olgusunu ortaya koyarken, konuyu ayrıca kriz yönetimi boyutuyla da ele almıştır. Özellikle sporda sıklıkla yaşanan krizler ve bunların nasıl ele alınması, alınmaması gerektiği konusu da bu eserde ele alınmıştır.