Bireysel bir problem olan suç korkusu, yaygın bir toplumsal soruna dönüşmüştür. Öyle ki, suça doğrudan maruz kalmayanlar bile suçtan korkar hale gelmiştir. Çünkü suç korkusu bir takım etkileşim mekanizmaları aracılığıyla (medya, adalet sistemi, suç gibi) toplum hayatı içerisinde yayılmış durumdadır. Bu durum ise suç korkusunun suçun kendisinden daha önemli hale gelmesine neden olmaktadır.
Bu kitap, suç korkusunu Anthony Giddens'ın yapılaşma teorisi bağlamında ele almış ve Türkiye (İstanbul) özelinde yapılan bir alan araştırmasıyla da sosyal gerçeklik anlaşılmaya çalışılmıştır. Dolayısıyla kitap gerek akademisyenlere, gerekse uygulamacılara önemli katkı sağlayacaktır.
Suç korkusu veya güvensizlik algısı konusu Türkiye'de oldukça yenidir ve bu kitapta aynı zamanda suç korkusu literatürü özetlenmiştir.
Bireysel bir problem olan suç korkusu, yaygın bir toplumsal soruna dönüşmüştür. Öyle ki, suça doğrudan maruz kalmayanlar bile suçtan korkar hale gelmiştir. Çünkü suç korkusu bir takım etkileşim mekanizmaları aracılığıyla (medya, adalet sistemi, suç gibi) toplum hayatı içerisinde yayılmış durumdadır. Bu durum ise suç korkusunun suçun kendisinden daha önemli hale gelmesine neden olmaktadır.
Bu kitap, suç korkusunu Anthony Giddens'ın yapılaşma teorisi bağlamında ele almış ve Türkiye (İstanbul) özelinde yapılan bir alan araştırmasıyla da sosyal gerçeklik anlaşılmaya çalışılmıştır. Dolayısıyla kitap gerek akademisyenlere, gerekse uygulamacılara önemli katkı sağlayacaktır.
Suç korkusu veya güvensizlik algısı konusu Türkiye'de oldukça yenidir ve bu kitapta aynı zamanda suç korkusu literatürü özetlenmiştir.