Melih Cevdet Anday'ın Şiir Yaşantısı: Şiir Yazıları (2015), Kalabalığın Şiiri: Garip ve Orhan Veli Üzerine Yazılar (2016) isimli deneme toplamlarının ardından, edebiyat yazılarını Suçumuz Edebiyat adıyla yayımlıyoruz.
Bu derlemede, hem bir kısmı dergilerde kalan, hem de farklı deneme kitaplarına dağılmış
edebiyat hakkındaki yazıları bir araya getirildi. Böylece Anday'ın edebiyat hakkındaki yazıları
ilk kez tek bir kitapta toplandı.
Bu yazılar 1939-1996 yılları arasındaki hayli uzun bir dönemi kapsıyor. Anday, tüm denemelerinde olduğu gibi meseleleri farklı biçimde ele alma alışkanlığıyla bir dönemin tartışmalarını, olaylarını, kitaplarını, yazarlarını kendine özgü bakış açısıyla değerlendiriyor. Edebiyatı bir yandan estetik boyutuyla ele alırken diğer yandan da estetiğin toplumsal konumunu sorguluyor.
Çoğunluğu gazetede yayımlanan Anday'ın bu denemeleri kısa köşe yazısının sınırlarını hayli aşan bir niteliğe sahip. Yazılarda, edebiyat kuramı ve edebiyat tarihinden güncel tartışmalara kadar çok geniş bir alanda çetrefil sorulara cevap aranıyor: Bizim klasiklerimiz var mı? Bir düzyazı (ya da eleştiri dili) geleneği kurabildik mi? Eleştirinin amacı “doğru”yu bulmak mıdır? Sanatçı kendi yapıtını açıklayabilir mi? Edebiyatın toplumsal “değeri” var mıdır?
Melih Cevdet Anday, Suçumuz Edebiyat'ta okurunu “edebiyat suçu”na ortak olmaya davet ediyor.
Melih Cevdet Anday'ın Şiir Yaşantısı: Şiir Yazıları (2015), Kalabalığın Şiiri: Garip ve Orhan Veli Üzerine Yazılar (2016) isimli deneme toplamlarının ardından, edebiyat yazılarını Suçumuz Edebiyat adıyla yayımlıyoruz.
Bu derlemede, hem bir kısmı dergilerde kalan, hem de farklı deneme kitaplarına dağılmış
edebiyat hakkındaki yazıları bir araya getirildi. Böylece Anday'ın edebiyat hakkındaki yazıları
ilk kez tek bir kitapta toplandı.
Bu yazılar 1939-1996 yılları arasındaki hayli uzun bir dönemi kapsıyor. Anday, tüm denemelerinde olduğu gibi meseleleri farklı biçimde ele alma alışkanlığıyla bir dönemin tartışmalarını, olaylarını, kitaplarını, yazarlarını kendine özgü bakış açısıyla değerlendiriyor. Edebiyatı bir yandan estetik boyutuyla ele alırken diğer yandan da estetiğin toplumsal konumunu sorguluyor.
Çoğunluğu gazetede yayımlanan Anday'ın bu denemeleri kısa köşe yazısının sınırlarını hayli aşan bir niteliğe sahip. Yazılarda, edebiyat kuramı ve edebiyat tarihinden güncel tartışmalara kadar çok geniş bir alanda çetrefil sorulara cevap aranıyor: Bizim klasiklerimiz var mı? Bir düzyazı (ya da eleştiri dili) geleneği kurabildik mi? Eleştirinin amacı “doğru”yu bulmak mıdır? Sanatçı kendi yapıtını açıklayabilir mi? Edebiyatın toplumsal “değeri” var mıdır?
Melih Cevdet Anday, Suçumuz Edebiyat'ta okurunu “edebiyat suçu”na ortak olmaya davet ediyor.