İç ve dış buhranlarla boğuşmak zorunda kalan Sultan Abdulhamid, geliştirdiği siyasi deha ürünü politikalarıyla içeride istikrarı sağlamaya ve uluslararası siyasette bir denge oluşturmaya çaba sarfetmiştir. Onun geliştirdiği dâhiyane dış politikası hemen her kesim tarafından takdirle karşılanmıştır. Bir Batılı bilim adamı, ‘O, bastonunu Karadeniz'e sokar, Akdeniz'i karıştırırdı' diyerek onun bu siyasi dehasına işaret etmiştir.
Son derece önemli hadiselerin yaşandığı Sultan II. Abdulhamit döneminin henüz hak ettiği objektif araştırma ve incelemelere konu edilmediğini düşünüyoruz. Pek çok konuda yaşandığı gibi bu dönem hakkında da siyasi ve ideolojik tutumlardan kaynaklanan sebeplerle kimileri onun hakkında aşırı övgü ve methiyelerde bulunurken kimileri ise aşırı bir karalama yoluna gitmiştir. Bazı araştırmacılar onu ulu hakan ilan ederken bazıları ise onu diktatör ve kızıl sultan olarak tanımlamıştır.. Bu yanlı tutum öyle bir noktaya ulaşmıştır ki ünlü bir mütefekkirimiz “Abdulhamid hakkında söylenen her olumsuz iddiayı tersine çevirdiğimizde doğruyu bulacağız.” diyecek kadar kategorik bir değerlendirmede bulunma ihtiyacı hissetmiştir. Tarihi gerçekliklerin, objektif inceleme ve analizlerle ortaya konulması akademiyanın önemli görevlerinden biridir. Bu gerçekliklerin kişisel tercihlere, ideolojilere veya iç siyasete malzeme yapılmaması, bilimsel ve objektif bir yöntemle ele alınarak gerçeğin olduğu gibi ortaya konulması son derece önemlidir. Bu zaviyeden baktığımızda her lider gibi doğru ve yanlış icraatlarının bulunması tabii olan II. Abdulhamid'in 33 yıllık döneminin detaylı ve bilimsel araştırmalarla ortaya konulması ve üniversitelerde okutulması bir görev olarak önümüzde durmaktadır.
İç ve dış buhranlarla boğuşmak zorunda kalan Sultan Abdulhamid, geliştirdiği siyasi deha ürünü politikalarıyla içeride istikrarı sağlamaya ve uluslararası siyasette bir denge oluşturmaya çaba sarfetmiştir. Onun geliştirdiği dâhiyane dış politikası hemen her kesim tarafından takdirle karşılanmıştır. Bir Batılı bilim adamı, ‘O, bastonunu Karadeniz'e sokar, Akdeniz'i karıştırırdı' diyerek onun bu siyasi dehasına işaret etmiştir.
Son derece önemli hadiselerin yaşandığı Sultan II. Abdulhamit döneminin henüz hak ettiği objektif araştırma ve incelemelere konu edilmediğini düşünüyoruz. Pek çok konuda yaşandığı gibi bu dönem hakkında da siyasi ve ideolojik tutumlardan kaynaklanan sebeplerle kimileri onun hakkında aşırı övgü ve methiyelerde bulunurken kimileri ise aşırı bir karalama yoluna gitmiştir. Bazı araştırmacılar onu ulu hakan ilan ederken bazıları ise onu diktatör ve kızıl sultan olarak tanımlamıştır.. Bu yanlı tutum öyle bir noktaya ulaşmıştır ki ünlü bir mütefekkirimiz “Abdulhamid hakkında söylenen her olumsuz iddiayı tersine çevirdiğimizde doğruyu bulacağız.” diyecek kadar kategorik bir değerlendirmede bulunma ihtiyacı hissetmiştir. Tarihi gerçekliklerin, objektif inceleme ve analizlerle ortaya konulması akademiyanın önemli görevlerinden biridir. Bu gerçekliklerin kişisel tercihlere, ideolojilere veya iç siyasete malzeme yapılmaması, bilimsel ve objektif bir yöntemle ele alınarak gerçeğin olduğu gibi ortaya konulması son derece önemlidir. Bu zaviyeden baktığımızda her lider gibi doğru ve yanlış icraatlarının bulunması tabii olan II. Abdulhamid'in 33 yıllık döneminin detaylı ve bilimsel araştırmalarla ortaya konulması ve üniversitelerde okutulması bir görev olarak önümüzde durmaktadır.