Balkan ve Birinci Dünya Savaşı yılları, karayollarının yetersiz, uçakların henüz gelişmediği dönemdi. Bu durum, deniz taşımacılığının ve savaş gemilerinin önemini artırıyordu. Hele, Balkanlar'da donanma, güçlü devlet olmanın göstergesiydi. Hangi ülke bir fazla gemi alsa güç dengesi ondan yana bozuluyordu.
İşte bu dönemde, Yunanistan'ın ABD'ye iki drednot siparişi vermesi ve İtalya'dan bir muhabere kravazörü satın alması Osmanlı'nın de drednot almasını gerektiriyordu.
Zaten silah tacirleri, Osmanlı'nın kapısını çalmakta geçikmediler.
İngiliz tezgahlarında Brezilya için yapımına başlayan ve bu ülkenin almaktan vazgeçtiği iki drednotu almaya karar verdi. Kurulan Donanma Cemiyeti halkın yüzüklerine kadar yaptığı bağışlarla drednotların parasını topladı.
Osmanlı Devleti 1914 Ağustos'unda yapımı yapımı bittiği halde İngilizker iki drednotu teslim etmeyipChurchill'in emriyle el koydular son kuruşuna dek ödenmiş paralarını da geri vermedile.
Bu olayın çaresizliğinin hüküm sürdüğü günlerde iki Alman gemisi Goeben ve Breslau Çanakkale'den içeri girdiler bizde" satın aldık dedik...
Parasını verip teslim alamadığımız iki gemi Sultan Osman ve Sultan Reşat'ın "öfkesi", birşey ödemeden "satın aldık" dediğimiz Yavuz ve Midilli "sevincine" yol açınca Osmanlı kendini savaşın ortasında buldu. Sonrası malum...
Bu kitap yanlızca bir geminin değil, bugün olduğu gibi, dün de kapitalist devletlerin silahlandırma yarışını tırmandırmalarının öyküsüdür. Ondokuzuncu yüzyıl boyunca ve yirminci yüzyılın başlarında Osmanlı Devleti ve Yunanistan'ı karşılıklı silahlandırma yarışına giren doymak bilmez silah tüccarlarının sergilenmesidir. Osmanlı'ya tarihte üç kez donanma yapan ve üç donanmayı da yakan ya da yaktıran İngiliz politikasının belgelenmesidir.
Balkan ve Birinci Dünya Savaşı yılları, karayollarının yetersiz, uçakların henüz gelişmediği dönemdi. Bu durum, deniz taşımacılığının ve savaş gemilerinin önemini artırıyordu. Hele, Balkanlar'da donanma, güçlü devlet olmanın göstergesiydi. Hangi ülke bir fazla gemi alsa güç dengesi ondan yana bozuluyordu.
İşte bu dönemde, Yunanistan'ın ABD'ye iki drednot siparişi vermesi ve İtalya'dan bir muhabere kravazörü satın alması Osmanlı'nın de drednot almasını gerektiriyordu.
Zaten silah tacirleri, Osmanlı'nın kapısını çalmakta geçikmediler.
İngiliz tezgahlarında Brezilya için yapımına başlayan ve bu ülkenin almaktan vazgeçtiği iki drednotu almaya karar verdi. Kurulan Donanma Cemiyeti halkın yüzüklerine kadar yaptığı bağışlarla drednotların parasını topladı.
Osmanlı Devleti 1914 Ağustos'unda yapımı yapımı bittiği halde İngilizker iki drednotu teslim etmeyipChurchill'in emriyle el koydular son kuruşuna dek ödenmiş paralarını da geri vermedile.
Bu olayın çaresizliğinin hüküm sürdüğü günlerde iki Alman gemisi Goeben ve Breslau Çanakkale'den içeri girdiler bizde" satın aldık dedik...
Parasını verip teslim alamadığımız iki gemi Sultan Osman ve Sultan Reşat'ın "öfkesi", birşey ödemeden "satın aldık" dediğimiz Yavuz ve Midilli "sevincine" yol açınca Osmanlı kendini savaşın ortasında buldu. Sonrası malum...
Bu kitap yanlızca bir geminin değil, bugün olduğu gibi, dün de kapitalist devletlerin silahlandırma yarışını tırmandırmalarının öyküsüdür. Ondokuzuncu yüzyıl boyunca ve yirminci yüzyılın başlarında Osmanlı Devleti ve Yunanistan'ı karşılıklı silahlandırma yarışına giren doymak bilmez silah tüccarlarının sergilenmesidir. Osmanlı'ya tarihte üç kez donanma yapan ve üç donanmayı da yakan ya da yaktıran İngiliz politikasının belgelenmesidir.