Zengin bir mirastan beslenen Osmanlı siyaset düşüncesi başta siyasetnameler olmak üzere tarih, edebiyat, ahlak, fıkıh ve tasavvuf gibi farklı alanlarda yazılan çok sayıda eserde ifadesini bulur. Türk-İslam dünyasında siyasetname veya nasihatname başlığı altında değerlendirilen eserler Ortaçağ Avrupa'sında “Hükümdarların Aynası” (Mirror for princes) olarak adlandırılan bir edebi tür içinde değerlendirilir. Ahmed bin Hüsameddin Amasi'nin Miratu'l-Müluk'ü (Hükümdarların Aynası) Türkçe kaleme alınmış en eski siyasetnamelerden biridir ve ne yazık ki bugüne kadar ciddi bir çalışmaya konu olmamıştır. 15. Yüzyılın başlarında kaleme alınan ve Çelebi Sultan Mehmet'e sunulan bu eser nispeten küçük hacmine oldukça kapsamlı bir siyaset felsefesini özetleyerek sığdırmış olmasıyla öne çıkar. Miratu'l-Müluk'te özlü bir şekilde ifadesini bulan siyaset felsefesinin daha iyi anlaşılabilmesi için eserin beslendiği kaynaklar ile irtibatının kurulması şarttır. Bu nedenle sadece eserin metninin günümüz harflerine aktarılmasıyla yetinilmemiş, yazarın takip ettiği düşünce geleneği ve faydalandığı kaynaklar hakkında da bilgi verilmiştir.
Zengin bir mirastan beslenen Osmanlı siyaset düşüncesi başta siyasetnameler olmak üzere tarih, edebiyat, ahlak, fıkıh ve tasavvuf gibi farklı alanlarda yazılan çok sayıda eserde ifadesini bulur. Türk-İslam dünyasında siyasetname veya nasihatname başlığı altında değerlendirilen eserler Ortaçağ Avrupa'sında “Hükümdarların Aynası” (Mirror for princes) olarak adlandırılan bir edebi tür içinde değerlendirilir. Ahmed bin Hüsameddin Amasi'nin Miratu'l-Müluk'ü (Hükümdarların Aynası) Türkçe kaleme alınmış en eski siyasetnamelerden biridir ve ne yazık ki bugüne kadar ciddi bir çalışmaya konu olmamıştır. 15. Yüzyılın başlarında kaleme alınan ve Çelebi Sultan Mehmet'e sunulan bu eser nispeten küçük hacmine oldukça kapsamlı bir siyaset felsefesini özetleyerek sığdırmış olmasıyla öne çıkar. Miratu'l-Müluk'te özlü bir şekilde ifadesini bulan siyaset felsefesinin daha iyi anlaşılabilmesi için eserin beslendiği kaynaklar ile irtibatının kurulması şarttır. Bu nedenle sadece eserin metninin günümüz harflerine aktarılmasıyla yetinilmemiş, yazarın takip ettiği düşünce geleneği ve faydalandığı kaynaklar hakkında da bilgi verilmiştir.