Kızının ölümünü kabullenmeyen Lilia, kendini içkiye verip beklemediği şekilde eline silah alır. Mahvettiği kaderinden kaçmak için memleketini terk etmek zorundadır. Başka çaresi olmadığını düşünen Lilia, Soçi'de yaşayan, bilinmez sebeplerden kaybolan ikiz kardeşinin kimliğine bürünür. Çıkmaz yollara giren Lilia hayatta kalmayı başaracak mı? Ona deli gibi aşık olan Stefan eski kimliğini kazanmasına yardımcı olacak mı?
"Biri beni vicdan damarlarıyla örülmüş idam ipinden kurtarır mı?" Lilia
"Ölüme ilaç bulacağım." Stefan
"Dokunmayan el tarafından işkence ediliyordum o an... Boncuk boncuk terlemeye başladım... İçim çekildi... "Ailen var mı?" soruldu. Kızardım. Bozardım. Emindim kaçırdığım gözlerimin vahşetten bahsettiğini... Ben görüyordum... Bir günü değil... On günü değil... Yılları... Yılların kabuğunda ailemden cehennem karelerin tıkıştığını... Karaya düşmüş balık gibi titriyordum... Asabiyetten terim zehir kokuyordu... Beynimin cenaze ritmiyle uğulduyordu... Gözlerimi yumdum... Varlığımdan seken bıçak beynimde... Yaşamaktan korkuyorum...
Ölümden korktuğumdan daha fazla... "Ümidi ışıkta bulmalısın" dedi biri... "Varlığını, yaşadığını hatırlamalısın" dedi öbürü... Gözlerimi açtım... Bana sırıtan dev bir uçurum... Ayaklarım hareket halinde... Nereye koşuyordum bilemedim..." Tanya
Kızının ölümünü kabullenmeyen Lilia, kendini içkiye verip beklemediği şekilde eline silah alır. Mahvettiği kaderinden kaçmak için memleketini terk etmek zorundadır. Başka çaresi olmadığını düşünen Lilia, Soçi'de yaşayan, bilinmez sebeplerden kaybolan ikiz kardeşinin kimliğine bürünür. Çıkmaz yollara giren Lilia hayatta kalmayı başaracak mı? Ona deli gibi aşık olan Stefan eski kimliğini kazanmasına yardımcı olacak mı?
"Biri beni vicdan damarlarıyla örülmüş idam ipinden kurtarır mı?" Lilia
"Ölüme ilaç bulacağım." Stefan
"Dokunmayan el tarafından işkence ediliyordum o an... Boncuk boncuk terlemeye başladım... İçim çekildi... "Ailen var mı?" soruldu. Kızardım. Bozardım. Emindim kaçırdığım gözlerimin vahşetten bahsettiğini... Ben görüyordum... Bir günü değil... On günü değil... Yılları... Yılların kabuğunda ailemden cehennem karelerin tıkıştığını... Karaya düşmüş balık gibi titriyordum... Asabiyetten terim zehir kokuyordu... Beynimin cenaze ritmiyle uğulduyordu... Gözlerimi yumdum... Varlığımdan seken bıçak beynimde... Yaşamaktan korkuyorum...
Ölümden korktuğumdan daha fazla... "Ümidi ışıkta bulmalısın" dedi biri... "Varlığını, yaşadığını hatırlamalısın" dedi öbürü... Gözlerimi açtım... Bana sırıtan dev bir uçurum... Ayaklarım hareket halinde... Nereye koşuyordum bilemedim..." Tanya