Geçenler bir gün yakınındaki yoldan mezarının
Geceyi döverken dünyanın çiçekleri belki
Söküp ayırmak için şafağı gecenin toprağından
Bozulmasın diye güllerini ruhuna ekilmiş dünün
Görecek o mazlum sessizliğinin
Saçılmış olduğunu üstüne yeryüzünün
Şu su, Aksu Deresi, gece gündüz akan durmadan
Bir gözyaşını taşır, kimse bilmez
Bir annenin yıllar önce bakıp da kanatsız kuşuna
-Şu köprünün üstünde alev alev-
Düşürdüğü suya
Sırılsıklam eden kökünü hayatların
Taşa dönüştürmek isterdi elinden gelse
Ciones yöresindeki ırmak gibi
İçenin bağırsaklarını
Donduğu gibi soğukta yağmurun
Bu köyde yaşayanları o da
Jüpiter'in torunu Lichas'ın kaderiyle
Kayaya çevirerek insan biçimli
Geçenler bir gün yakınındaki yoldan mezarının
Geceyi döverken dünyanın çiçekleri belki
Söküp ayırmak için şafağı gecenin toprağından
Bozulmasın diye güllerini ruhuna ekilmiş dünün
Görecek o mazlum sessizliğinin
Saçılmış olduğunu üstüne yeryüzünün
Şu su, Aksu Deresi, gece gündüz akan durmadan
Bir gözyaşını taşır, kimse bilmez
Bir annenin yıllar önce bakıp da kanatsız kuşuna
-Şu köprünün üstünde alev alev-
Düşürdüğü suya
Sırılsıklam eden kökünü hayatların
Taşa dönüştürmek isterdi elinden gelse
Ciones yöresindeki ırmak gibi
İçenin bağırsaklarını
Donduğu gibi soğukta yağmurun
Bu köyde yaşayanları o da
Jüpiter'in torunu Lichas'ın kaderiyle
Kayaya çevirerek insan biçimli