Doğa bilimlerinde olduğu gibi sosyal bilimlerde de paradigmalardan söz etmek mümkün müdür? Doğa bilimlerindeki devrimlerin sosyal bilimlerde de muadilleri var mıdır? Thomas Kuhn'un bilim yorumlarından ve açıklamasından sosyal bilimlerin payına düşen nedir? Bu kitap bu sorulardan hareketle her tür insani faaliyetin denetleyicisi ve modernitenin aklayıcısı konumuna yükseltilen, böylelikle aslında insan dışı / insan-üstü bir metafiziğe dönüşen modern bilim anlayışının sosyolojik bir eleştirisini yapıyor. Doğayı ve insanı açıklamanın yegane "evrensel", "doğru" ve "geçerli" yolu olarak kabul gören modern bilmin yöntemleri, terimleri ve kavramları Kuhncu çerçevede tanıtılarak bilimsel düşüncenin kültürel ve sosyal boyutu ele alınıyor.
Bilmin neliğine ilişkin tartışma "bilim nerede temellenir, bizi nereye vardırır, bizim için ne ifade eder, sınırları nedir" türünden soruları da gündeme getirir. Böylesi bir tartışma açıktır ki bilimi, hakikate ilişkin insan tecrübesinin, sonlu ve sınırlı insan varlığının sınırları "içine" çekmeyi gerekli kılar. Şu halde "bir açıklama formu" olarak bilim - onun başarısının, değerini, yöntemlerinin gücünü ve belirli türden sorunların çözümündeki yetkisini gözardı etmeksizin - insanın varlık şartlarından, dolayısıyla tarihsel, etik, politik ve sosyolojik temellerinden / boyutlarından soyutlanamaz. Özelde T.S. Kuhn, genelde ise bilim, bilim felsefesi, bilim sosyolojisi ve sosyal bilimler ile ilgilenen her okuyucu için anahtar bir kitap.
Doğa bilimlerinde olduğu gibi sosyal bilimlerde de paradigmalardan söz etmek mümkün müdür? Doğa bilimlerindeki devrimlerin sosyal bilimlerde de muadilleri var mıdır? Thomas Kuhn'un bilim yorumlarından ve açıklamasından sosyal bilimlerin payına düşen nedir? Bu kitap bu sorulardan hareketle her tür insani faaliyetin denetleyicisi ve modernitenin aklayıcısı konumuna yükseltilen, böylelikle aslında insan dışı / insan-üstü bir metafiziğe dönüşen modern bilim anlayışının sosyolojik bir eleştirisini yapıyor. Doğayı ve insanı açıklamanın yegane "evrensel", "doğru" ve "geçerli" yolu olarak kabul gören modern bilmin yöntemleri, terimleri ve kavramları Kuhncu çerçevede tanıtılarak bilimsel düşüncenin kültürel ve sosyal boyutu ele alınıyor.
Bilmin neliğine ilişkin tartışma "bilim nerede temellenir, bizi nereye vardırır, bizim için ne ifade eder, sınırları nedir" türünden soruları da gündeme getirir. Böylesi bir tartışma açıktır ki bilimi, hakikate ilişkin insan tecrübesinin, sonlu ve sınırlı insan varlığının sınırları "içine" çekmeyi gerekli kılar. Şu halde "bir açıklama formu" olarak bilim - onun başarısının, değerini, yöntemlerinin gücünü ve belirli türden sorunların çözümündeki yetkisini gözardı etmeksizin - insanın varlık şartlarından, dolayısıyla tarihsel, etik, politik ve sosyolojik temellerinden / boyutlarından soyutlanamaz. Özelde T.S. Kuhn, genelde ise bilim, bilim felsefesi, bilim sosyolojisi ve sosyal bilimler ile ilgilenen her okuyucu için anahtar bir kitap.