Tahta Tabureler

Stok Kodu:
9786051809892
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
175
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2017-09
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%25 indirimli
30,07
22,55
9786051809892
454119
Tahta Tabureler
Tahta Tabureler
22.55

Tahta taburelerden birinin üzerinde oturur, onun geçmesini beklerdi Erol. Karşıdan gelirdi, tıkır tıkır, tıpış tıpış, öyle hanım hanımcık...

Dudakları alev alev yanaraktan, iri ela gözlerinin etrafında kara sürmesiyle ayak uçlarına bakaraktan, gelir, Erol'un önünden geçerdi… Rüzgârından savrulurdu Erol, kokusundan vurgun yemiş balıkçı gibi yamulurdu bir yana. Koca göbekli Aşçı Himmet'in, kasığını kaşıya kaşıya kızın ardından bakıp da,

“Ha buna bi gaysam da Allah sabah ezanıyla canımı alsa daa!”demesi yok muydu, öfkesinden dudaklarını kemirtiyordu Erol'a.

Derenin kıyısında bir alay köpek, kancık peşindeydi. Boz olanı, kancığı kapamış, durup dinlenip iş görüyordu. Diğer köpeklerse çaresiz, boz köpeğin madasının geçmesini bekleyecekti. Eee böyleydi bu işler, güçsüz olanlar güçlü olanın madasının geçmesini bekleyecekti. Oysa güçsüz olanlar bir araya gelseler, güçlerini birleştirseler, ondan sonra ha bu boz köpeğin hakkından bir tamam gelseler, sonra da kancığa atlama işini sıraya dökseler, bu sayede herkes sebeplense… İt işte, ha bu kadarcık şeyi akıl edemedikleri için it olarak kalmışlardı daa! Bok yiyen it olaraktan nam yapmışlardı…

Tahta taburelerden birinin üzerinde oturur, onun geçmesini beklerdi Erol. Karşıdan gelirdi, tıkır tıkır, tıpış tıpış, öyle hanım hanımcık...

Dudakları alev alev yanaraktan, iri ela gözlerinin etrafında kara sürmesiyle ayak uçlarına bakaraktan, gelir, Erol'un önünden geçerdi… Rüzgârından savrulurdu Erol, kokusundan vurgun yemiş balıkçı gibi yamulurdu bir yana. Koca göbekli Aşçı Himmet'in, kasığını kaşıya kaşıya kızın ardından bakıp da,

“Ha buna bi gaysam da Allah sabah ezanıyla canımı alsa daa!”demesi yok muydu, öfkesinden dudaklarını kemirtiyordu Erol'a.

Derenin kıyısında bir alay köpek, kancık peşindeydi. Boz olanı, kancığı kapamış, durup dinlenip iş görüyordu. Diğer köpeklerse çaresiz, boz köpeğin madasının geçmesini bekleyecekti. Eee böyleydi bu işler, güçsüz olanlar güçlü olanın madasının geçmesini bekleyecekti. Oysa güçsüz olanlar bir araya gelseler, güçlerini birleştirseler, ondan sonra ha bu boz köpeğin hakkından bir tamam gelseler, sonra da kancığa atlama işini sıraya dökseler, bu sayede herkes sebeplense… İt işte, ha bu kadarcık şeyi akıl edemedikleri için it olarak kalmışlardı daa! Bok yiyen it olaraktan nam yapmışlardı…

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat