Harezm-Kıpçak Türkçesi, genel olarak, Karahanlı ve Çağatay Türkçeleri arasında bir geçiş dönemi olarak kabul edilir. Bu dönemin içerdiği gramatikal ve morfolojik özellikler, Türk dili tarihinin seyrini daha iyi anlamamıza yardımcı olmaktadır. Türkoloji çalışmalarında bu dönemle ilgili incelemelerin gramer-morfoloji ağırlıklı olması, bu dönemde yazılan eserlerin sözcük anlambilimine dâhil olan konularının geri planda kalmasına sebep olmuştur.
Bu çalışmadaki amaçlardan biri, geri planda kalan anlam üst yapısını, bağlam içinde sözcüklerin kazandıkları anlamların nasıl bir üslup özelliği olarak kullanıldığını ve bir araya gelen farklı sözlük birimlerin kalıplaşarak nasıl atasözü ve deyim haline geldiklerini ortaya koymaktır.
Harezm-Kıpçak Türkçesi, genel olarak, Karahanlı ve Çağatay Türkçeleri arasında bir geçiş dönemi olarak kabul edilir. Bu dönemin içerdiği gramatikal ve morfolojik özellikler, Türk dili tarihinin seyrini daha iyi anlamamıza yardımcı olmaktadır. Türkoloji çalışmalarında bu dönemle ilgili incelemelerin gramer-morfoloji ağırlıklı olması, bu dönemde yazılan eserlerin sözcük anlambilimine dâhil olan konularının geri planda kalmasına sebep olmuştur.
Bu çalışmadaki amaçlardan biri, geri planda kalan anlam üst yapısını, bağlam içinde sözcüklerin kazandıkları anlamların nasıl bir üslup özelliği olarak kullanıldığını ve bir araya gelen farklı sözlük birimlerin kalıplaşarak nasıl atasözü ve deyim haline geldiklerini ortaya koymaktır.