Yunus, Gezi direnişinden 12 Eylül darbesine uzanıp gitti. Birisinde ışık, diğerinde karanlık vardı. Gezi rüzgârı esiyordu 12 Eylüle doğru. Belki de o darbeden biriken özgürlük sevdası Gezi Parkı'na doğru esiyordu.
O günlerin karanlık dehlizlerinde adı duyulmamış insanların öyküleri, bilindiğinden daha acı ve derinde yaralar bırakmıştı. Anadolu'nun her köşesinde, her kentinde hiç kimseye dert yanmadan, varlıklarını sürdüren, yaşamın içinde yitip gittiği sanılan bu yaralı direnişçiler, aslında yaşıyorlardı. Yaşarken yaptıkları en iyi şey; geçmişin mirasını korumaları, yeni kuşaklara aktarmaları ve sade yaşamlarını sürdürmeleriydi.
Ülkeyi ayağa kaldıran, dünyanın ilgiyle izlediği Gezi Parkı direnişçileri; onların kızları, oğulları, torunlarıydı...
Yunus, Gezi direnişinden 12 Eylül darbesine uzanıp gitti. Birisinde ışık, diğerinde karanlık vardı. Gezi rüzgârı esiyordu 12 Eylüle doğru. Belki de o darbeden biriken özgürlük sevdası Gezi Parkı'na doğru esiyordu.
O günlerin karanlık dehlizlerinde adı duyulmamış insanların öyküleri, bilindiğinden daha acı ve derinde yaralar bırakmıştı. Anadolu'nun her köşesinde, her kentinde hiç kimseye dert yanmadan, varlıklarını sürdüren, yaşamın içinde yitip gittiği sanılan bu yaralı direnişçiler, aslında yaşıyorlardı. Yaşarken yaptıkları en iyi şey; geçmişin mirasını korumaları, yeni kuşaklara aktarmaları ve sade yaşamlarını sürdürmeleriydi.
Ülkeyi ayağa kaldıran, dünyanın ilgiyle izlediği Gezi Parkı direnişçileri; onların kızları, oğulları, torunlarıydı...