Tanrı Dağları Moğolistan, Yenisey havzası, Altay ve Doğu Türkistan'la birlikte Türk runik yazılı anıtların bulunduğu ana merkezlerden biridir.
Bölgedeki ilk yazıtların keşfi üzerinden 100 yılı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen, bugüne kadar yapılan ilgili çalışmaların hiçbiri yazıtların içeriğini tam olarak aydınlatamamıştır. Araştırmacılar arasında “okunması oldukça zor” olarak nitelendirilen yazıtlarla ilgili bu durum kısmen yazıt içeriklerinin “kıt” olması gibi nesnel sebeplere bağlıysa da, temelde yazıt kopya ve estampajlarındaki eksiklikler, yanlış işaret teşhisleri ve onların sebep verdiği hatalı okumalardan kaynaklanmaktaydı.
Bu çalışma Tanrı Dağı yazıtlarıyla ilgili bu eksikliği gidermek amacıyla hazırlanmıştır.
Yazar bu maksatla 2007-2013 yılları arasında bölge yazıtlarını birkaç kez ziyaret etmiş, kopyalarını çıkarmış ve de visu incelemiştir. Her yazıtın işaret kadrosu olabildiğince doğru teşhis edilmeye çalışılmış, bu sayede önceki yayınlarda güvenilir ve ikna edici olmaktan uzak okunuşa sahip çoğu yazıtın içeriği daha anlaşılır hale getirilmiştir.
Yazıtların kronolojik ve etnik aidiyeti, paleografik ve imla özellikleriyle ilgili kendi görüşlerine de yer veren yazar çalışmasını ayrıca yazıtların kopya ve fotoğraflarıyla zenginleştirilmiştir.
Çalışma Eski Türk dili, Türk runik yazısı ve yazıtlarıyla ilgilenenlerin dikkatine sunulmaktadır.
Tanrı Dağları Moğolistan, Yenisey havzası, Altay ve Doğu Türkistan'la birlikte Türk runik yazılı anıtların bulunduğu ana merkezlerden biridir.
Bölgedeki ilk yazıtların keşfi üzerinden 100 yılı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen, bugüne kadar yapılan ilgili çalışmaların hiçbiri yazıtların içeriğini tam olarak aydınlatamamıştır. Araştırmacılar arasında “okunması oldukça zor” olarak nitelendirilen yazıtlarla ilgili bu durum kısmen yazıt içeriklerinin “kıt” olması gibi nesnel sebeplere bağlıysa da, temelde yazıt kopya ve estampajlarındaki eksiklikler, yanlış işaret teşhisleri ve onların sebep verdiği hatalı okumalardan kaynaklanmaktaydı.
Bu çalışma Tanrı Dağı yazıtlarıyla ilgili bu eksikliği gidermek amacıyla hazırlanmıştır.
Yazar bu maksatla 2007-2013 yılları arasında bölge yazıtlarını birkaç kez ziyaret etmiş, kopyalarını çıkarmış ve de visu incelemiştir. Her yazıtın işaret kadrosu olabildiğince doğru teşhis edilmeye çalışılmış, bu sayede önceki yayınlarda güvenilir ve ikna edici olmaktan uzak okunuşa sahip çoğu yazıtın içeriği daha anlaşılır hale getirilmiştir.
Yazıtların kronolojik ve etnik aidiyeti, paleografik ve imla özellikleriyle ilgili kendi görüşlerine de yer veren yazar çalışmasını ayrıca yazıtların kopya ve fotoğraflarıyla zenginleştirilmiştir.
Çalışma Eski Türk dili, Türk runik yazısı ve yazıtlarıyla ilgilenenlerin dikkatine sunulmaktadır.