Türkiye'nin 70'leri 90'lardır. Bu her şey gibi geç kalmış döneme kılavuzluk eden kitapların başında da o dönem Korsan Yayınları'ndan çıkmış Jim Douglas Morrison'ın coşkuyla yazdığı iki büyük ölüm güncesi gelir: Amerikan Gecesi ve Tanrılar, Yeni Yaratıklar.
Birbirinden değerli bu iki parçanın tek bir kitapta toplanması fikrine sıcak bakan Ogan Güner'in de 20 küsur yıl öncesinde olduğu gibi kolları sıvayarak SUB ile işe koyulmasıyla gördük ki heyecanımızdan, öfkemizden ve müziğimizden hiçbir şey eksilmemiş.
Beceriksiz ama dünyayı değiştirecek olan bir sinema öğrencisinin dediği gibi:
“Oyun öldüğünde Eğlenceye dönüşür.
Seks öldüğünde Doruk Noktasına dönüşür.
Bütün eğlenceler ölüm düşüncesini içerir.”
Türkiye'nin 70'leri 90'lardır. Bu her şey gibi geç kalmış döneme kılavuzluk eden kitapların başında da o dönem Korsan Yayınları'ndan çıkmış Jim Douglas Morrison'ın coşkuyla yazdığı iki büyük ölüm güncesi gelir: Amerikan Gecesi ve Tanrılar, Yeni Yaratıklar.
Birbirinden değerli bu iki parçanın tek bir kitapta toplanması fikrine sıcak bakan Ogan Güner'in de 20 küsur yıl öncesinde olduğu gibi kolları sıvayarak SUB ile işe koyulmasıyla gördük ki heyecanımızdan, öfkemizden ve müziğimizden hiçbir şey eksilmemiş.
Beceriksiz ama dünyayı değiştirecek olan bir sinema öğrencisinin dediği gibi:
“Oyun öldüğünde Eğlenceye dönüşür.
Seks öldüğünde Doruk Noktasına dönüşür.
Bütün eğlenceler ölüm düşüncesini içerir.”