“Böyle yaşamamın sebebinin diğer yalnız insanlardan farklı bilgilere sahip olmam olduğunu söylemiyorum. Hatta demek istediğim, bunun tam tersi. Yalnızlığa mahkûm edilişim, artık kendime ve diğer yalnız insanlara özgü nadir ve merak uyandıran bir güzellik olmaktan çıktı.
Bu mahkûmiyet, yalnızlığın insan varlığının merkezi ve kaçınılmaz gerçeği olduğu görüşüne dayanıyor. Birbirinden çok farklı insanların yaşadığı anları, hareketlerini ve ifadelerini sadece coşku veya keder dolu şairleri değil aynı zamanda taciz, nefret, hor ve güvensizlik dolu sokaklarda bulunan sıradan insanları da – incelediğimizde; sanırım hepsinin aynı dertten muzdarip olduğunu görürüz. Dertlerinin nihai nedeni yalnızlıktır.”
“Böyle yaşamamın sebebinin diğer yalnız insanlardan farklı bilgilere sahip olmam olduğunu söylemiyorum. Hatta demek istediğim, bunun tam tersi. Yalnızlığa mahkûm edilişim, artık kendime ve diğer yalnız insanlara özgü nadir ve merak uyandıran bir güzellik olmaktan çıktı.
Bu mahkûmiyet, yalnızlığın insan varlığının merkezi ve kaçınılmaz gerçeği olduğu görüşüne dayanıyor. Birbirinden çok farklı insanların yaşadığı anları, hareketlerini ve ifadelerini sadece coşku veya keder dolu şairleri değil aynı zamanda taciz, nefret, hor ve güvensizlik dolu sokaklarda bulunan sıradan insanları da – incelediğimizde; sanırım hepsinin aynı dertten muzdarip olduğunu görürüz. Dertlerinin nihai nedeni yalnızlıktır.”