Tarih, Bellek ve Modern Çağda Siyaset son on-on beş yıl içinde değişik yerlerde yayımlanmış, tematik bütünlük oluşturan yazılarımdan oluşuyor. Bir başka anlatımla, söz konusu yazılar belirli temalarda odaklanıyor. ( Uzak ve yakın ) geçmiş , ( bireysel ve kolektif ) bellek, adalet, insanların birbirlerine karşı bazen soykırıma varan acımasızlığı, biz insanların hayvanlara karşı merhametsizliği, modern çağda iletişim teknolojisindeki onca yüksek derecedeki gelişmeye karşı yaşadığımız iletişim güçlüğü, sözün değer yitirmesi, Jacques Ellul'un deyişiyle “ sözün düşüşü “, tam da bu nedenle şiire duyduğumuz ihtiyaç, yurttaşlık haklarındaki ve dolayısıyla bireysel özgürlüklerdeki daralma bu temaların başlıcaları.
Bu yazılar hayatımın belirli bir evresindeki düşüncelerimi, belirli yazar ve düşünürlerle kurduğum iletişimi, bu temasın düşüncelerim üzerindeki etkilerine ayna tutuyor. Yazıları yazdığım dönemden bu yana düşüncelerimde, hayata bakışımda belirli bir değişiklik olduğunu da söylemeliyim. Kitaptaki yazılar bu değişim sürecinin ipuçları veriyor. Ben bu değişimi olumlu buluyor ve özgürleştirici etkisini hissediyorum.
Kitabın bölümleri, bölümlerdeki metinler geniş bir alana yayılıyor, değişik konuları ele alıyorlar. Hayden White'ın tarih anlayışıyla açılan kitap Helene Cixous'nun tiyatro oyunları, onun tiyatro sahnesine çıkardığı düşüncelerle noktalanıyor. Bir anlamda modern siyasetten postmodern sanata katedilen, kimi yerde çatallanan uzun ve karmaşık bir yol. Hem yorucu hem de keyif verici. Yolun zahmetine katlanırken değişim sürecini yaşamanın, bu süreci etkilerini hissetmenin verdiği bir keyiften söz ediyorum.
Tarih, Bellek ve Modern Çağda Siyaset son on-on beş yıl içinde değişik yerlerde yayımlanmış, tematik bütünlük oluşturan yazılarımdan oluşuyor. Bir başka anlatımla, söz konusu yazılar belirli temalarda odaklanıyor. ( Uzak ve yakın ) geçmiş , ( bireysel ve kolektif ) bellek, adalet, insanların birbirlerine karşı bazen soykırıma varan acımasızlığı, biz insanların hayvanlara karşı merhametsizliği, modern çağda iletişim teknolojisindeki onca yüksek derecedeki gelişmeye karşı yaşadığımız iletişim güçlüğü, sözün değer yitirmesi, Jacques Ellul'un deyişiyle “ sözün düşüşü “, tam da bu nedenle şiire duyduğumuz ihtiyaç, yurttaşlık haklarındaki ve dolayısıyla bireysel özgürlüklerdeki daralma bu temaların başlıcaları.
Bu yazılar hayatımın belirli bir evresindeki düşüncelerimi, belirli yazar ve düşünürlerle kurduğum iletişimi, bu temasın düşüncelerim üzerindeki etkilerine ayna tutuyor. Yazıları yazdığım dönemden bu yana düşüncelerimde, hayata bakışımda belirli bir değişiklik olduğunu da söylemeliyim. Kitaptaki yazılar bu değişim sürecinin ipuçları veriyor. Ben bu değişimi olumlu buluyor ve özgürleştirici etkisini hissediyorum.
Kitabın bölümleri, bölümlerdeki metinler geniş bir alana yayılıyor, değişik konuları ele alıyorlar. Hayden White'ın tarih anlayışıyla açılan kitap Helene Cixous'nun tiyatro oyunları, onun tiyatro sahnesine çıkardığı düşüncelerle noktalanıyor. Bir anlamda modern siyasetten postmodern sanata katedilen, kimi yerde çatallanan uzun ve karmaşık bir yol. Hem yorucu hem de keyif verici. Yolun zahmetine katlanırken değişim sürecini yaşamanın, bu süreci etkilerini hissetmenin verdiği bir keyiften söz ediyorum.