"... Mirza Haydar, babası Özbekler tarafından öldürüldükten sonra gelip üç dört sene benim hizmetimde bulundu. Sonra müsaade isteyerek Kaşgar'a hanın yanına gitti. Dediklerine göre şimdi tövbe etmiş ve iyi yola girmiş. Elinden yazı yazmak, resim yapmak, ok, mızrak ve yay kullanmak gibi her iş gelirmiş. Şairlik kabiliyeti de vardır..." (Babürname'den) Babür'ün teyze oğlu Mirza Haydar Duğlat'ın bu eseri, Babür, Gülbeden, Mirhond, Hondmir vb. çağdaşlarının eserlerinde hiç geçmeyen pek çok tarihi olaya ışık tutması ve özellikle Türkler'in Tibet'le olan bağlantılarını açığa çıkarması bakımından oldukça önemli bir eser ve aynı zamanda Türk türihine ışık tutan birinci el kaynaklardandır. Özellikle Tibet'le ilgili verdiği bilgiler hayli enteresandır.
"... Mirza Haydar, babası Özbekler tarafından öldürüldükten sonra gelip üç dört sene benim hizmetimde bulundu. Sonra müsaade isteyerek Kaşgar'a hanın yanına gitti. Dediklerine göre şimdi tövbe etmiş ve iyi yola girmiş. Elinden yazı yazmak, resim yapmak, ok, mızrak ve yay kullanmak gibi her iş gelirmiş. Şairlik kabiliyeti de vardır..." (Babürname'den) Babür'ün teyze oğlu Mirza Haydar Duğlat'ın bu eseri, Babür, Gülbeden, Mirhond, Hondmir vb. çağdaşlarının eserlerinde hiç geçmeyen pek çok tarihi olaya ışık tutması ve özellikle Türkler'in Tibet'le olan bağlantılarını açığa çıkarması bakımından oldukça önemli bir eser ve aynı zamanda Türk türihine ışık tutan birinci el kaynaklardandır. Özellikle Tibet'le ilgili verdiği bilgiler hayli enteresandır.