"... bu gün , İslam dünyasının dedelerinin muhteşem tarihçiliğini inceleyenlerin İbn-i Haldun'un ve Reşidüddin'in kullandğı kaynaklara ulşacak filolojik birikimleri yokktur. İkinci bir sebep doğrudan doğruya muhteva ile ilgilidir. İslam coğrafyasının tarihine evveli ve aheriyle intibak etmeyen hatta merakı dahi sınırlı çağdaş Müslüman dünyanın Ortaçağ islam dünyasının mütebahhirlerin tecessüsüne ulaşmaları ve onları kavramaları bile mümkün görünmüyor. Endülüslü İbn Haldun'un zamanları ve mekanları kapsayan merak ve bilgisi ve ya Horasanlı Şehrestani'nin Kitab'un nehal ve'l milel'indeki gibi dinlere dair tecassüs ve bilgisinin muadilini bulmak bugün çok zordur.
Batı musikisi İtalya ve Batı Avrupa'nın ürünü olarak orijinal bir doğuş ve sıçramadır, ama genel olarak bilimler ve felsefenin her dalında olduğu gibi tarih yazıcılıkla Akdeniz'in doğusu ve batısı arasında bier çizgi kopukluğu veya eskinin reddine dayalı bir hamle ve yeni doğuştan söz edilemez. Akdeniz dünyasının tarihçiliği mütemadi bir çizgi takip eder. Büyük tarihçi portreleri sırf Rönesans sonrasına mahsus değildir. İslam ortaçağında da parlak örnekleri mevcuttur. Hatta İslam ortaçağının büyük portreleri bir ölçüde eski Yunan ve Roma'nın büyük portreleriyle birbirlerine daha yakındır. Hümanizmanın klasik Yunan-Roma'yı izleyen Rönesans dünyasından ibaret olamayacağı anlaşılmalıdır. İbn Haldun'suz ve İdrisi'siz bir hümanizma düşümülemez."
"... bu gün , İslam dünyasının dedelerinin muhteşem tarihçiliğini inceleyenlerin İbn-i Haldun'un ve Reşidüddin'in kullandğı kaynaklara ulşacak filolojik birikimleri yokktur. İkinci bir sebep doğrudan doğruya muhteva ile ilgilidir. İslam coğrafyasının tarihine evveli ve aheriyle intibak etmeyen hatta merakı dahi sınırlı çağdaş Müslüman dünyanın Ortaçağ islam dünyasının mütebahhirlerin tecessüsüne ulaşmaları ve onları kavramaları bile mümkün görünmüyor. Endülüslü İbn Haldun'un zamanları ve mekanları kapsayan merak ve bilgisi ve ya Horasanlı Şehrestani'nin Kitab'un nehal ve'l milel'indeki gibi dinlere dair tecassüs ve bilgisinin muadilini bulmak bugün çok zordur.
Batı musikisi İtalya ve Batı Avrupa'nın ürünü olarak orijinal bir doğuş ve sıçramadır, ama genel olarak bilimler ve felsefenin her dalında olduğu gibi tarih yazıcılıkla Akdeniz'in doğusu ve batısı arasında bier çizgi kopukluğu veya eskinin reddine dayalı bir hamle ve yeni doğuştan söz edilemez. Akdeniz dünyasının tarihçiliği mütemadi bir çizgi takip eder. Büyük tarihçi portreleri sırf Rönesans sonrasına mahsus değildir. İslam ortaçağında da parlak örnekleri mevcuttur. Hatta İslam ortaçağının büyük portreleri bir ölçüde eski Yunan ve Roma'nın büyük portreleriyle birbirlerine daha yakındır. Hümanizmanın klasik Yunan-Roma'yı izleyen Rönesans dünyasından ibaret olamayacağı anlaşılmalıdır. İbn Haldun'suz ve İdrisi'siz bir hümanizma düşümülemez."