11 Eylül 2001'de aslında ne oldu? "Tarihin sonu" çoktan ilan edilmişken ve dünya artık bu düşünceye çoktan alışmışken, 11 Eylül 2001 tarihinde olan neydi?
11 Eylül 2001 Salı günü ABD'de iki yolcu uçağının New York'taki Dünya Ticaret Merkezi gökdelenlerine, bir diğerinin ise Pentagon'a çarpmasıyla bütün dünya için gerçekten de yeni bir süreç başladı. Saldırılara Amerika'nın hazırlıksız yakalamasının da ötesinde, dünya politikasında bundan böyle bir şeylerin değiştiğini gösteren bir süreçti bu. Anlaşılan o ki, tarih sona ermemişti: 11 Eylül 2001 gününü yaşayan dünya, yeni bir tarihin tanığı olmaktaydı çünkü. 2001 yılının 11 Eylül'ünde tarih yeniden başlıyor, yeni bir tarihin başlangıcı oluyordu 11 Eylül. Francis Fukuyama'nın 20. yüzyılın son on yılında sonunun geldiğini ilan ettiği tarih şimdi yeniden karşımıza çıkıyordu, üstelik yıkıcı bir şekilde.
Çoktan başarısızlığa mahkûm olan çift kutuplu dünyanın ardından, Soğuk Savaş dönemi asıl şimdi mi sona ermişti, yoksa dünyanın karşı karşıya kaldığı yeni bir tehdit olma özelliğiyle siyasal İslam yıllar boyunca Soğuk Savaş'tan mı beslenmişti? Yeni dönem asıl tehdit siyasal İslam mı olacaktı?
Bir dönem Alman dış politikasının belirleyicilerinden olan Joschka Fischer, 11 Eylül 2001'de olanlara odaklanırken, bir yandan da bu sorular aracılığıyla dünyanın ve bütün kurumlarıyla birlikte Batı'nın yeniden yapılanmasının gerekliliğine işaret ediyor.
(Tanıtım Yazısından)
11 Eylül 2001 Salı günü iki yolcu uçağının New York'taki Dünya Ticaret Merkezi gökdelenlerine, bir diğerinin ise Washington, D.C'de Pentagon'a çarpmasıyla bütün dünya için yeni bir süreç başladı. Terör saldırılarının Amerika Birleşik Devletleri'ni hazırlıksız yakalanmasının da ötesinde, dünya politikasında bundan böyle bir şeylerin değiştiğini gösteren bir süreçti bu. Başarısızlığa mahkûm olan çift kutuplu dünyanın ardından, Soğuk Savaş dönemi asıl şimdi mi sona ermişti, yoksa dünyanın karşı karşıya kaldığı yeni bir tehdit olma özelliğiyle siyasal İslam yıllar boyunca Soğuk Savaş'tan mı beslenmişti? Dünyanın girdiği yeni dönemçte asıl tehdit unsurunu bundan böyle siyasal İslam mı oluşturacaktı?
Bir dönem Alman siyasetinin en renkli yüzü olarak tanıdığımız Joschka Fischer, Tarihin Dönüşü'nde 11 Eylül'ün hemen ardından sorduğumuz bu sorulara yanıt ararken, uluslararası ilişkiler baglamında barışın ve adaletin önünde duran engellerin nasıl aşılabileceğine de dikkat çekiyor.
(Arka Kapak)
11 Eylül 2001'de aslında ne oldu? "Tarihin sonu" çoktan ilan edilmişken ve dünya artık bu düşünceye çoktan alışmışken, 11 Eylül 2001 tarihinde olan neydi?
11 Eylül 2001 Salı günü ABD'de iki yolcu uçağının New York'taki Dünya Ticaret Merkezi gökdelenlerine, bir diğerinin ise Pentagon'a çarpmasıyla bütün dünya için gerçekten de yeni bir süreç başladı. Saldırılara Amerika'nın hazırlıksız yakalamasının da ötesinde, dünya politikasında bundan böyle bir şeylerin değiştiğini gösteren bir süreçti bu. Anlaşılan o ki, tarih sona ermemişti: 11 Eylül 2001 gününü yaşayan dünya, yeni bir tarihin tanığı olmaktaydı çünkü. 2001 yılının 11 Eylül'ünde tarih yeniden başlıyor, yeni bir tarihin başlangıcı oluyordu 11 Eylül. Francis Fukuyama'nın 20. yüzyılın son on yılında sonunun geldiğini ilan ettiği tarih şimdi yeniden karşımıza çıkıyordu, üstelik yıkıcı bir şekilde.
Çoktan başarısızlığa mahkûm olan çift kutuplu dünyanın ardından, Soğuk Savaş dönemi asıl şimdi mi sona ermişti, yoksa dünyanın karşı karşıya kaldığı yeni bir tehdit olma özelliğiyle siyasal İslam yıllar boyunca Soğuk Savaş'tan mı beslenmişti? Yeni dönem asıl tehdit siyasal İslam mı olacaktı?
Bir dönem Alman dış politikasının belirleyicilerinden olan Joschka Fischer, 11 Eylül 2001'de olanlara odaklanırken, bir yandan da bu sorular aracılığıyla dünyanın ve bütün kurumlarıyla birlikte Batı'nın yeniden yapılanmasının gerekliliğine işaret ediyor.
(Tanıtım Yazısından)
11 Eylül 2001 Salı günü iki yolcu uçağının New York'taki Dünya Ticaret Merkezi gökdelenlerine, bir diğerinin ise Washington, D.C'de Pentagon'a çarpmasıyla bütün dünya için yeni bir süreç başladı. Terör saldırılarının Amerika Birleşik Devletleri'ni hazırlıksız yakalanmasının da ötesinde, dünya politikasında bundan böyle bir şeylerin değiştiğini gösteren bir süreçti bu. Başarısızlığa mahkûm olan çift kutuplu dünyanın ardından, Soğuk Savaş dönemi asıl şimdi mi sona ermişti, yoksa dünyanın karşı karşıya kaldığı yeni bir tehdit olma özelliğiyle siyasal İslam yıllar boyunca Soğuk Savaş'tan mı beslenmişti? Dünyanın girdiği yeni dönemçte asıl tehdit unsurunu bundan böyle siyasal İslam mı oluşturacaktı?
Bir dönem Alman siyasetinin en renkli yüzü olarak tanıdığımız Joschka Fischer, Tarihin Dönüşü'nde 11 Eylül'ün hemen ardından sorduğumuz bu sorulara yanıt ararken, uluslararası ilişkiler baglamında barışın ve adaletin önünde duran engellerin nasıl aşılabileceğine de dikkat çekiyor.
(Arka Kapak)