İgor M. Diakonoff'un Tarihin Yörüngeleri adlı kitabı, en eski çağlardan günümüze uzanan tarihsel süreçler içinde tüm insanlık tarihi ve bu tarihi yöneten toplumsal yasalar üstüne kısa ve rahat okunan, geniş bir bakış açısı sunuyor. Diakonoff aslında Marx'ın toplumların gelişimine ilişkin kuram ve aşamalarını çıkış noktası olarak almasına rağmen Marx'ın öngördüğü beş gelişme aşamasını sekize çıkararak farklı bir değerlendirmede bulunmakta ve en önemlisi toplumların geçiş aşamalarında çatışma ve devrimlerin mutlak olmadığını, barışçıl ve yumuşak geçişlerin de olabileceğini göstermektedir.
Bunun yanı sıra yazar, toplumların gelişiminin sadece sosyo-ekonomik yanları üzerinde odaklaşmamakta, tarihi yüzyıllar boyunca etkileyen etnik, kültürel, dinsel ve askeri-teknolojik etkenleri de ayrıntılarıyla ele almakta; toplumsal evrimin zorunlu olarak ilerleme anlamına geldiğini yadsımakta ve "her" ilerlemenin, nasıl aynı zamanda bir gerileme olduğunu ortaya koymaktadır.
"Bir profesyonelin amatörlük ruhuyla yarattığı bir yapıt" olarak nitelendirilen bu kitap insanoğlunun tarih süreci içinde geçirdiği aşamaları oldukça çarpıcı çözümlemelerle anlatırken, bu özelliğiyle Arnold Toynbee'nin ünlü dünya tarihi incelemesinden bu yana yapılmış en önemli düşünce tarihi çalışması olmaya da hak kazanıyor.
İgor M. Diakonoff'un Tarihin Yörüngeleri adlı kitabı, en eski çağlardan günümüze uzanan tarihsel süreçler içinde tüm insanlık tarihi ve bu tarihi yöneten toplumsal yasalar üstüne kısa ve rahat okunan, geniş bir bakış açısı sunuyor. Diakonoff aslında Marx'ın toplumların gelişimine ilişkin kuram ve aşamalarını çıkış noktası olarak almasına rağmen Marx'ın öngördüğü beş gelişme aşamasını sekize çıkararak farklı bir değerlendirmede bulunmakta ve en önemlisi toplumların geçiş aşamalarında çatışma ve devrimlerin mutlak olmadığını, barışçıl ve yumuşak geçişlerin de olabileceğini göstermektedir.
Bunun yanı sıra yazar, toplumların gelişiminin sadece sosyo-ekonomik yanları üzerinde odaklaşmamakta, tarihi yüzyıllar boyunca etkileyen etnik, kültürel, dinsel ve askeri-teknolojik etkenleri de ayrıntılarıyla ele almakta; toplumsal evrimin zorunlu olarak ilerleme anlamına geldiğini yadsımakta ve "her" ilerlemenin, nasıl aynı zamanda bir gerileme olduğunu ortaya koymaktadır.
"Bir profesyonelin amatörlük ruhuyla yarattığı bir yapıt" olarak nitelendirilen bu kitap insanoğlunun tarih süreci içinde geçirdiği aşamaları oldukça çarpıcı çözümlemelerle anlatırken, bu özelliğiyle Arnold Toynbee'nin ünlü dünya tarihi incelemesinden bu yana yapılmış en önemli düşünce tarihi çalışması olmaya da hak kazanıyor.