Kitabın konusu teşkil eden Zeynilik, 4. yüzyılda ortaya çıkışının ardından halkla birlikte aydınların da dikkatini çekmeyi başarmış bir tarikattir. Herat şehrinden Horosan, Anadolu, Rumeli, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Hindistan'a yayılan bu ekole Horosan'da Ali Şir Nevai, Mısır'da İbnü'l hümam, Abdülvahhab Şarani, Kuşasi, Kurani, Anadolu'da Molla Fenari, Sinan Paşa, Molla Lütfi, Zenbilli Ali Efendi gibi pek çok üst düzey alimlerin bağlandığı, sultanlar, sadrazamlar ve vezirler başta olmak üzere bir çok devlet erkanının intisap ettiği görülmektedir.
Şeriat-tarikat-hakikat birlikteliğine önem verilmesi, bu ekolü dönemin aydınlarının gözdesi durumuna getirmiştir denilebilir. Zira batın ilminin yanı sıra şeriat ilimleri de denilen zahir ilimlerini tahsil eden Zeyniyye şeyhleri, öncelikle kendi bünyelerine oluşturdkları zahir-batın dengesini tarikatın temel prensiplerinden biri olarak öne çıkarmışlar. böylece tekklerin halk için olduğu kadar alimler ve yöneticiler için de birer cazibe merkezi haline getirmeyi başarmışlardır. Böyle farklı kesimler üzerinde etkili olan bir olması, tasavvuf için olduğu kadar ilmiye ve siyaset tarihleri için de önemli katkılar sağlayacaktır.
Kitabın konusu teşkil eden Zeynilik, 4. yüzyılda ortaya çıkışının ardından halkla birlikte aydınların da dikkatini çekmeyi başarmış bir tarikattir. Herat şehrinden Horosan, Anadolu, Rumeli, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Hindistan'a yayılan bu ekole Horosan'da Ali Şir Nevai, Mısır'da İbnü'l hümam, Abdülvahhab Şarani, Kuşasi, Kurani, Anadolu'da Molla Fenari, Sinan Paşa, Molla Lütfi, Zenbilli Ali Efendi gibi pek çok üst düzey alimlerin bağlandığı, sultanlar, sadrazamlar ve vezirler başta olmak üzere bir çok devlet erkanının intisap ettiği görülmektedir.
Şeriat-tarikat-hakikat birlikteliğine önem verilmesi, bu ekolü dönemin aydınlarının gözdesi durumuna getirmiştir denilebilir. Zira batın ilminin yanı sıra şeriat ilimleri de denilen zahir ilimlerini tahsil eden Zeyniyye şeyhleri, öncelikle kendi bünyelerine oluşturdkları zahir-batın dengesini tarikatın temel prensiplerinden biri olarak öne çıkarmışlar. böylece tekklerin halk için olduğu kadar alimler ve yöneticiler için de birer cazibe merkezi haline getirmeyi başarmışlardır. Böyle farklı kesimler üzerinde etkili olan bir olması, tasavvuf için olduğu kadar ilmiye ve siyaset tarihleri için de önemli katkılar sağlayacaktır.