Dünya üzerindeki kadim milletlerden birisi olan Türkler, tarihi dönemler içerisinde farklı dinlere inanmış ve farklı milletlerle ortak bir tarih ve kültür dairesi oluşturmuştur. Türklerin İslamiyeti kabul etmesiyle birlikte gelişen "Türk- İslam ve Medeniyeti" bu gelişim ve etkileşimin en muazzam tezahürüdür.
Türklerin tarih boyunca muhtelif coğrafyalarda kurduğu devletlerin hemen hepsinin temel anlayışı insan merkezli, hoşgörülü ve hukuka dayalı adalet prensibini benimsemesidir.
Bu anlayış çerçevesinde Türklerin siyasi ve kültürel organizasyonlarını birlikte yaptıkları en önemli unsurlardan birisi Kürtlerdir. Türkler ve Kürtler, Türklerin hakim olduğu coğrafyaların bir kısmında ortak bir tarih, kültür ve medeniyet ortaya koymuşlardır. Bu köklü ilişki bugüne kadar tarafsız ve önyargısız şekilde yeterince incelenmediği için maalesef üzerinde çokça tartışılan ve konuşulan bir konu oluşmuştur.
Türk Tarih Kurumu üzerine yüklenen tarihi ve akademik misyon gereği; Türk ve Kürt birlikteliğini doğru, objektif ve ana kaynaklara dayalı olarak hazırlanmış tebliğlerin sunulacağı bir sempozyumda tartışmayı kararlaştırmış ve "Tarihte Türkler ve Kürtler Sempozyumu"nu düzenlemiş ve icra etmiştir.
Bu kitap, günlük siyasi kaygı ve önyargılardan uzak, sadece ana kaynaklara dayalı olarak hazırlanmış özgün bildirilerden oluşmaktadır. akademik olmak şartıyla aynı konulardaki farklı görüş ve yorumları içeren bildiriler kitapta yer almaktadır. Bu özellik eseri daha da anlamlı kılmaktadır. Kitabın ciddi bir eksikliği gidereceği ve bundan sonraki bilimsel çalışmalara önemli bir katkı sağlayacağı kanaatindeyiz.
Dünya üzerindeki kadim milletlerden birisi olan Türkler, tarihi dönemler içerisinde farklı dinlere inanmış ve farklı milletlerle ortak bir tarih ve kültür dairesi oluşturmuştur. Türklerin İslamiyeti kabul etmesiyle birlikte gelişen "Türk- İslam ve Medeniyeti" bu gelişim ve etkileşimin en muazzam tezahürüdür.
Türklerin tarih boyunca muhtelif coğrafyalarda kurduğu devletlerin hemen hepsinin temel anlayışı insan merkezli, hoşgörülü ve hukuka dayalı adalet prensibini benimsemesidir.
Bu anlayış çerçevesinde Türklerin siyasi ve kültürel organizasyonlarını birlikte yaptıkları en önemli unsurlardan birisi Kürtlerdir. Türkler ve Kürtler, Türklerin hakim olduğu coğrafyaların bir kısmında ortak bir tarih, kültür ve medeniyet ortaya koymuşlardır. Bu köklü ilişki bugüne kadar tarafsız ve önyargısız şekilde yeterince incelenmediği için maalesef üzerinde çokça tartışılan ve konuşulan bir konu oluşmuştur.
Türk Tarih Kurumu üzerine yüklenen tarihi ve akademik misyon gereği; Türk ve Kürt birlikteliğini doğru, objektif ve ana kaynaklara dayalı olarak hazırlanmış tebliğlerin sunulacağı bir sempozyumda tartışmayı kararlaştırmış ve "Tarihte Türkler ve Kürtler Sempozyumu"nu düzenlemiş ve icra etmiştir.
Bu kitap, günlük siyasi kaygı ve önyargılardan uzak, sadece ana kaynaklara dayalı olarak hazırlanmış özgün bildirilerden oluşmaktadır. akademik olmak şartıyla aynı konulardaki farklı görüş ve yorumları içeren bildiriler kitapta yer almaktadır. Bu özellik eseri daha da anlamlı kılmaktadır. Kitabın ciddi bir eksikliği gidereceği ve bundan sonraki bilimsel çalışmalara önemli bir katkı sağlayacağı kanaatindeyiz.