Umumiyetle Müslüman Türkler'de Altay şamanlığmın geleneği yüzyıllar boyunca unutulmamıştır. X. yüzyıl başlarında İslamiyet'i kabul etmeye başlayan ve XI. yüzyıl ilk yarılarında tamamıyla Müslüman olarak Horasan'a geçen Selçuk Oğuzları, Dede Korkut Hikâyelerinden anlaşıldığına göre, XV. yüzyılda birçok Şamanizm geleneklerini muhafaza etmişlerdir (matem törenlerinde ölünün bindiği atın kuyruğunu keserek kurban etmek, aygır kesip “aş” vermek, kurbanı-adağı nezir edenin çevresinde dolaştırmak, ağacı kutlu saymak ve bu gibi). Bu Oğuzların torunları olan Anadolu Türklerinde de eski inanç ve göreneklerin derin izlerine rastlanmaktadır. Folklorcularımızca tespit edilen alkarısı (albastı) efsanesi; uzun ömürlü olmaları için çocuklara Yaşar, Durmuş, Satılmış, Satı... gibi adlar vermek; türbelere kutlu ağaçlara ve çalılara paçavra parçaları bağlamak; hastalık dolayısıyla çocuğun adını özel bir törenle değiştirmek; kötü ruhlardan korunma maksadıyla “iyi saate olsunlar” demek gibi âdetler bu cümledendir...
Umumiyetle Müslüman Türkler'de Altay şamanlığmın geleneği yüzyıllar boyunca unutulmamıştır. X. yüzyıl başlarında İslamiyet'i kabul etmeye başlayan ve XI. yüzyıl ilk yarılarında tamamıyla Müslüman olarak Horasan'a geçen Selçuk Oğuzları, Dede Korkut Hikâyelerinden anlaşıldığına göre, XV. yüzyılda birçok Şamanizm geleneklerini muhafaza etmişlerdir (matem törenlerinde ölünün bindiği atın kuyruğunu keserek kurban etmek, aygır kesip “aş” vermek, kurbanı-adağı nezir edenin çevresinde dolaştırmak, ağacı kutlu saymak ve bu gibi). Bu Oğuzların torunları olan Anadolu Türklerinde de eski inanç ve göreneklerin derin izlerine rastlanmaktadır. Folklorcularımızca tespit edilen alkarısı (albastı) efsanesi; uzun ömürlü olmaları için çocuklara Yaşar, Durmuş, Satılmış, Satı... gibi adlar vermek; türbelere kutlu ağaçlara ve çalılara paçavra parçaları bağlamak; hastalık dolayısıyla çocuğun adını özel bir törenle değiştirmek; kötü ruhlardan korunma maksadıyla “iyi saate olsunlar” demek gibi âdetler bu cümledendir...