Biz muhteşem bir tarih ve kültür mirasına sahip olan ve destan yapmaktan yazmaya vakit bulamayan bir ecdadın çocuklarıyız. Emanet bıraktıkları bu toprakların her karışı sayfalarca destan yazılmaya layıktır. Gönül o destanı da destan yapanların çocukları yazmasını arzu eder. Bu asil milletin çocuklarının kendilerine bırakılan bu emanete layıkıyla sahip çıkıp yaşatacaklarından kuşkumuz yoktur.
Hz. Ömer (ra) "Nasihatçileri olmayan ve nasihatçilerini dinlemeyen bir toplumda hayır yoktur" buyurur. Nasihatler aynı zamanda kutlu bir zincirin halkasını bir sonrakine bağlamaktır Önden gidenler için arkalarından gelecek olanlara ışık tutma sorumluluğu vardır. Nasihat ve vasiyetler kuru ifadelerden ibaret kalmamış, asırlar sonrasına hitap etmek üzere yerlerini almışlardır. Her biri yol gösteren önemli vesikalarımızdır. Kitaplık çapta nasihat ve vasiyetlere sahip bir milletin evlatları bu hususta ne kadar gurur 'duysa haklıdır. Bir atasözünde; "Aslanlar kendi tarihlerini yazmadıkları sürece avcı hikayelerine inanmak zorundadırlar" der. Kendi tarihini hem yapan hem de yazan bir milletin buna ihtiyacı yoktur. Bu sözü, tarihi avcı hikayeleriyle dolu toplumlara bırakıyoruz. Ancak tarihimize karıştırılmak istenen avcı hikayelerini de ayıklamak zorundayız. Zira şanlı tarihimizi kıskanıp bizi bundan mahrum etmek isteyen bedbahtlar çıkmakta tahribatlarını içte ve dışta kirli oyunlarla gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar Kısacası bizi avcı hikayelerine mahkum etmek için her türlü yolu denemektedirler. Eğer incelediğiniz kitap bu bedbahtların çabalarını altüst edecek bir tarih bilgisine çağrı davetiyesi olarak görülebilirse kendimi bahtiyar hissedeceğim. Swette Marden; "İnsanoğlunun içinde uyuyan güçler vardır Kendisi bile şaşırır Çünkü bu güçlere sahip olduğu aklından bile geçmez. Bu güçleri uyandırıp eyleme geçirebilirse, o kişinin hayatında büyük bir devrim olurdu" diyor.
Biz gücümüzü sahip olduğumuz iman, ahlak, tarih ve medeniyetimizden alıyoruz. Önemli mütefekkirlerimizden Cemil Meriç; "Şehirleri fethetmeye yeten bir enerji yel değirmenlerine saldırmakla harcanır" diyor. Bu yüce millet tarih şuuruna vakıf oldukça enerjisini de hük ve hakikat uğruna kullanmayı bilecektir. Tarih bize ancak fikirde ve harekette birlik yapabilen milletlerin yollarına devam edebildiğini göstermiştir. Eğer bu ikisi gerçekleştirilebilirse, bir milleti uyandırıp harekete geçirmek hiç te zor değildir. Tarihini tozlu raflarda mahpus eden bir milletin üzerine iç ve dış hainler eliyle toprak atılır. Yeryüzünde bunu yaşayarak öğrenen milletlerin başında geliyoruz. Dede Korkut; "Kahpe içerden olunca kapı kilit tutmaz oğul! Halk içinde bozgunluk yapan haindir oğul!" sözüyle hem düne hem de bugüne ışık tutmaktadır. Bu kiliti kıracak şifreler de ancak tarih sayfalarında yazmaktadır. Kendi tarihlerini öğrenmekten mahrum kalanlar başkalarının tarihlerin okumak, hatta yaşamak zorunda kalırlar. Yarınki ekmeğin hazırlanması için bugünden maya tutulması gerekir.
Biz muhteşem bir tarih ve kültür mirasına sahip olan ve destan yapmaktan yazmaya vakit bulamayan bir ecdadın çocuklarıyız. Emanet bıraktıkları bu toprakların her karışı sayfalarca destan yazılmaya layıktır. Gönül o destanı da destan yapanların çocukları yazmasını arzu eder. Bu asil milletin çocuklarının kendilerine bırakılan bu emanete layıkıyla sahip çıkıp yaşatacaklarından kuşkumuz yoktur.
Hz. Ömer (ra) "Nasihatçileri olmayan ve nasihatçilerini dinlemeyen bir toplumda hayır yoktur" buyurur. Nasihatler aynı zamanda kutlu bir zincirin halkasını bir sonrakine bağlamaktır Önden gidenler için arkalarından gelecek olanlara ışık tutma sorumluluğu vardır. Nasihat ve vasiyetler kuru ifadelerden ibaret kalmamış, asırlar sonrasına hitap etmek üzere yerlerini almışlardır. Her biri yol gösteren önemli vesikalarımızdır. Kitaplık çapta nasihat ve vasiyetlere sahip bir milletin evlatları bu hususta ne kadar gurur 'duysa haklıdır. Bir atasözünde; "Aslanlar kendi tarihlerini yazmadıkları sürece avcı hikayelerine inanmak zorundadırlar" der. Kendi tarihini hem yapan hem de yazan bir milletin buna ihtiyacı yoktur. Bu sözü, tarihi avcı hikayeleriyle dolu toplumlara bırakıyoruz. Ancak tarihimize karıştırılmak istenen avcı hikayelerini de ayıklamak zorundayız. Zira şanlı tarihimizi kıskanıp bizi bundan mahrum etmek isteyen bedbahtlar çıkmakta tahribatlarını içte ve dışta kirli oyunlarla gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar Kısacası bizi avcı hikayelerine mahkum etmek için her türlü yolu denemektedirler. Eğer incelediğiniz kitap bu bedbahtların çabalarını altüst edecek bir tarih bilgisine çağrı davetiyesi olarak görülebilirse kendimi bahtiyar hissedeceğim. Swette Marden; "İnsanoğlunun içinde uyuyan güçler vardır Kendisi bile şaşırır Çünkü bu güçlere sahip olduğu aklından bile geçmez. Bu güçleri uyandırıp eyleme geçirebilirse, o kişinin hayatında büyük bir devrim olurdu" diyor.
Biz gücümüzü sahip olduğumuz iman, ahlak, tarih ve medeniyetimizden alıyoruz. Önemli mütefekkirlerimizden Cemil Meriç; "Şehirleri fethetmeye yeten bir enerji yel değirmenlerine saldırmakla harcanır" diyor. Bu yüce millet tarih şuuruna vakıf oldukça enerjisini de hük ve hakikat uğruna kullanmayı bilecektir. Tarih bize ancak fikirde ve harekette birlik yapabilen milletlerin yollarına devam edebildiğini göstermiştir. Eğer bu ikisi gerçekleştirilebilirse, bir milleti uyandırıp harekete geçirmek hiç te zor değildir. Tarihini tozlu raflarda mahpus eden bir milletin üzerine iç ve dış hainler eliyle toprak atılır. Yeryüzünde bunu yaşayarak öğrenen milletlerin başında geliyoruz. Dede Korkut; "Kahpe içerden olunca kapı kilit tutmaz oğul! Halk içinde bozgunluk yapan haindir oğul!" sözüyle hem düne hem de bugüne ışık tutmaktadır. Bu kiliti kıracak şifreler de ancak tarih sayfalarında yazmaktadır. Kendi tarihlerini öğrenmekten mahrum kalanlar başkalarının tarihlerin okumak, hatta yaşamak zorunda kalırlar. Yarınki ekmeğin hazırlanması için bugünden maya tutulması gerekir.