Tanrı, kalkana bir kral toprağı koydu. Tırpanlarla biçip duruyordu ırgatlar ekini. Yarıklar boyunca başaklar düşüyordu üst üste, demetçiler sazlarla ekini bağlıyordu, üç demetçi duruyordu ayakta, arkalarında demet yapan çocuklar duruyordu, kollarında taşıyıp uzatıyorlardı onlara başakları, kral da, elinde değneği, bir yarığın başında, duruyordu yüreği sevinç içinde, sessiz soluksuz.
Ötede, bir meşe ağacının dibinde, haberciler hazır ediyorlardı şöleni, işleri güçleri kestikleri öküzleydi, kadınlar da boyuna ak un döküyordu ırgatlarının yemeğine.
Tanrı, kalkana bir kral toprağı koydu. Tırpanlarla biçip duruyordu ırgatlar ekini. Yarıklar boyunca başaklar düşüyordu üst üste, demetçiler sazlarla ekini bağlıyordu, üç demetçi duruyordu ayakta, arkalarında demet yapan çocuklar duruyordu, kollarında taşıyıp uzatıyorlardı onlara başakları, kral da, elinde değneği, bir yarığın başında, duruyordu yüreği sevinç içinde, sessiz soluksuz.
Ötede, bir meşe ağacının dibinde, haberciler hazır ediyorlardı şöleni, işleri güçleri kestikleri öküzleydi, kadınlar da boyuna ak un döküyordu ırgatlarının yemeğine.