…O gördüğünüz Taş Konak'ın ilk sahipleri, yüzyıllar önce doğuda, başka bir yerde yaşıyorlardı. İyi at binen, ok atan, kılıç ve mızrak kullanan bu insanların yaşamı, avcılık, hayvancılık ve tarıma dayalıydı. Zamanla, onlara bu doğa koşullarını sağlayan iç deniz, iklim değişikliği sonucu kuruyunca
yaşamlarını sürdüremez hale gelir ve göç etmeye karar verirler. Dinledikleri öykülerde, batıda, denize yakın, sulak ve verimli arazilerin olduğu anlatılıyordu. O nedenle de göç yönünü batı olarak saptarlar. Aylarca süren yorucu bir yolculuktan sonra, batının diğer yerleşim birimlerine ulaşan
diğer gruplar gibi, yakın kuzen dört beş aile de bu gördüğünüz Taş Konak'ın bulunduğu yere gelir. Lakin o devirde bu topraklar, güçlü derebeylerin, ağaların kontrolü ve denetimi altındadır. Yerleşebilmek için toprağın sahibi görünen güçlü kişiden izin almak gerekmektedir. O nedenle gelenlerin önderi durumundaki ufak tefek kara kuru Alaslan adındaki adam, toprak sahibi ağanın huzuruna çıkar, kendini tanıtır ve derdini anlatır. Ufak tefek kara kuru adama acır ağa. Fiziksel yapısı ve kibar davranışları da etkiler onu. Ondan bir zarar gelmeyeceği düşüncesiyle o bölgeye yerleşmelerine izin verir. Ardından, ‘ama,' diye de ekler, yapacağın evi ahşaptan yapacaksın ki, attığım ok duvarını delebilsin, salladığım gürz kolaylıkla kapısını yıkabilsin…
…O gördüğünüz Taş Konak'ın ilk sahipleri, yüzyıllar önce doğuda, başka bir yerde yaşıyorlardı. İyi at binen, ok atan, kılıç ve mızrak kullanan bu insanların yaşamı, avcılık, hayvancılık ve tarıma dayalıydı. Zamanla, onlara bu doğa koşullarını sağlayan iç deniz, iklim değişikliği sonucu kuruyunca
yaşamlarını sürdüremez hale gelir ve göç etmeye karar verirler. Dinledikleri öykülerde, batıda, denize yakın, sulak ve verimli arazilerin olduğu anlatılıyordu. O nedenle de göç yönünü batı olarak saptarlar. Aylarca süren yorucu bir yolculuktan sonra, batının diğer yerleşim birimlerine ulaşan
diğer gruplar gibi, yakın kuzen dört beş aile de bu gördüğünüz Taş Konak'ın bulunduğu yere gelir. Lakin o devirde bu topraklar, güçlü derebeylerin, ağaların kontrolü ve denetimi altındadır. Yerleşebilmek için toprağın sahibi görünen güçlü kişiden izin almak gerekmektedir. O nedenle gelenlerin önderi durumundaki ufak tefek kara kuru Alaslan adındaki adam, toprak sahibi ağanın huzuruna çıkar, kendini tanıtır ve derdini anlatır. Ufak tefek kara kuru adama acır ağa. Fiziksel yapısı ve kibar davranışları da etkiler onu. Ondan bir zarar gelmeyeceği düşüncesiyle o bölgeye yerleşmelerine izin verir. Ardından, ‘ama,' diye de ekler, yapacağın evi ahşaptan yapacaksın ki, attığım ok duvarını delebilsin, salladığım gürz kolaylıkla kapısını yıkabilsin…