Tasarruf Sürdürülebilir Büyüme ve Teknolojik Gelişme

Stok Kodu:
9789758958184
Boyut:
16.00x24.00
Sayfa Sayısı:
228
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017-04
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%5 indirimli
20,00
19,00
9789758958184
646594
Tasarruf Sürdürülebilir Büyüme ve Teknolojik Gelişme
Tasarruf Sürdürülebilir Büyüme ve Teknolojik Gelişme
19.00

Türkiye Ekonomi Kurumu'nun 18. Ulusal İktisat Sempozyumunu 8 ve 9 Ekim 2015 tarihlerinde Selçuk Üniversitesi'nde bu üniversitenin İktisadi İdari Bilimler Fakültesi ile birlikte düzenledik. Sempozyumumuz için Selçuk Üniversitesi'ne davet edildiğimizde Türkiye Ekonomi Kurumu olarak mutlu olduk, daveti severek kabul ettik. Çünkü Selçuklular'ın eski başkenti, Mevlana'nın şehri Konya'daki bu üniversitenin İktisadi İdari Bilimler Fakültesi ve İktisat Bölümü ile yakın ilişkimiz vardır.

Türkiye Ekonomi Kurumumuz (TEK), bir Cumhuriyet kurumudur, Atatürk'ün önerisi ile 12 Aralık 1929'da Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti adıyla genç Cumhuriyetin iktisatla ilgilenen kadroları tarafından kurulmuştur. Kuruluş tarihi, birçok batı ülkesindeki benzer kurumlarınkinden öncedir. Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyetinin kuruluş amacı, giderek ülkede ağırlığını hissettiren Büyük Buhran'ın olumsuz etkilerini halka anlatarak en aza indirmek, israfla mücadele ederek tasarrufu teşvik etmek ve ayrıca yerli malların tanıtımını ve kullanımını özendirmektir.

Türkiye Ekonomi Kurumu, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu, bir üçlü oluştururlar. Özetle; Türk Dil Kurumu “diline sahip çık”, Türk Tarih Kurumu “tarihine sahip çık” ve Türkiye Ekonomi Kurumu da “ekonomine sahip çık” düşüncesinin ürünleridir.

1977'den bu yana Uluslararası Ekonomi Birliği'nin (IEA) üyesiyiz. Eylül 2006'da ilki olmak üzere şimdiye kadar beş kez Uluslararası Ekonomi Konferansı ve Kongresi düzenledik, 2016'da da düzenleyeceğiz. Bilimsel düzeyiyle uluslararası olan ekonomi dergimiz, Ekonomi-tek'imiz var. Bu ve benzeri uluslararası faaliyetlerle, TEK'in yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da kendisine yer edindiğini vurgulamak isterim.

Türkiye'de 23 yıldır Ulusal İktisat Sempozyumları yapmaktayız. Önceleri yılda bir, 2007'den bu yana iki yılda bir gerçekleştirdiğimiz bu sempozyumlarla, kuruluş amacımıza uygun olarak, ülkemizde ekonomi bilincinin yerleşmesine katkıda bulunmak, bilimsel düşünce ile üretici gücü buluşturmak istiyoruz.

Dünyadaki ve Türkiye'deki güncel birkaç ekonomik konuya kısaca değinmek istiyorum.

Dünya ekonomisi son yıllarda küresel bunalım sonrasında bir büyüme, daha doğrusu büyüyememe sorunu yaşıyor. Büyümek için ülkeler önlemler almaya çalışıyor. ABD faizi arttıramıyor, faizi sıfıra yakın düzeyde tutuyor; AB parasal miktar genişlemesinin süresini uzatıyor; Japonya genişlemeci Abenomics uyguluyor; Çin para, kredi ve döviz kuru hamleleri yapıyor…

Bunların sonucunda genele yayılan kur tartışmaları oluyor, emtia fiyatları düşüyor ve belirsizlikler ortaya çıkıyor. IMF Araştırma Bölümü Başkanı Maurice Obstfeld “küresel büyüme bu belirsizliklerle baskı altında kalıyor” vurgulaması yapıyor.

Birkaç gün önce yayınlanan IMF'nin Dünya Ekonomik Görünümü (World Economic Outlook) raporunda 2015 için küresel büyüme oranı tahmini bir kez daha düşürüldü ve %3.1 olarak açıklandı, gelişmekte olan ülkeler büyümesinin daha da düşebileceği belirtildi. 2015 büyüme tahmini Nisan 2015'te %3.5 idi ve bu da indirilmiş bir tahmindi.

Bir hafta önce de WTO (Dünya Ticaret Örgütü) 2015 için küresel ticaret hacmi tahminini %2.8'e indirdi. 2015 Nisan ayında bu oran %3.3 idi. Dünya ticaretinin 2012'den bu yana %3 altında büyüdüğünü, halbuki küresel bunalım öncesinde büyümenin ortalama %6'nın üzerinde olduğunu vurgulamak gerekir. Belirteyim; küresel büyüme sorununun süreceğini tam bir yıl önce yaptığımız uluslararası konferansta birçok oturumda tartıştık.

Dünya ekonomisi bu durumda iken, Türkiye ekonomisinin yapısal sorunları; düşük tasarruf, bir ölçüde azalmış olsa da yüksek cari açık ve yüksek enflasyon sürüyor. Tasarrufların düşük olması, yatırımlar için dış tasarruflara, dış sermaye girişine ve dış borçlanmaya bağımlı olma sonucunu getiriyor. Örneğin, BES gibi araçlarla tasarruf artışı amaçlanıyor, ama istenilen sonuç alınmış değildir ve özel tasarruflarda önemli artış yoktur.

Hâlbuki yapılan araştırmalar daha çok iç tasarrufla sağlanmış yatırımların daha sürdürülebilir bir üretim yapısı oluşturduğunu ortaya koymaktadır. Bu bağlamda belirteyim; TEK'in 1930'da başlattığı haftanın adı “Tasarruf ve Yerli Malı Haftası”dır. “Yerli Malı Haftası” eksik bir tanımlamadır.

İşte Türkiye'deki düşük tasarrufları, bunun yansıması olan cari açığı, dış ticaret açığını, ihracat ve ithalat arasındaki teknoloji açığını dikkate alarak, sempozyumun başlığını “Tasarruf, Sürdürülebilir Büyüme ve Teknolojik Gelişme” olarak belirledik.

Bu sempozyumda Selçuk Üniversitesi dâhil ve birisi yurt dışından olmak üzere 40 üniversiteden ve 6 diğer kuruluştan öğretim üyelerimiz ve uzmanlarımız bildirileri ile yer aldılar. Oturumlarda ve panellerde sunum yapan tüm öğretim üyelerimize ve uzmanlarımıza çok teşekkür ederim.

Bu sempozyuma olanak ve ortam yarattıkları için ve konukseverlikleri için Sayın Rektör Prof. Dr. Hakkı Gökbel'e ve Sayın İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Öğüt'e çok teşekkür ederim. Sempozyumu düzenlemek üzere verdikleri emek ve zaman için Selçuk Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ay ve arkadaşlarına, Türkiye Ekonomi Kurumu Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Fahriye Öztürk'e ve diğer üyelerimize çok teşekkür ederim.

Sempozyumda sunulan bildirilerin önemli bölümü, kalıcı bir kaynak oluşturmak üzere ve zahmetli, uzun bir editörlük sürecinden sonra bu kitapta Türkiye Ekonomi Kurumu tarafından yayınlanmış oldu. Kitabın ortaya çıkışında en büyük katkıyı, kitabın editörlüğünü de üstlenen Doç. Dr. Oya Erdoğdu, Doç. Dr. Dilek Temiz Dinç ve Yrd. Doç. Dr. M. Aykut Attar yaptı. Kendilerine özellikle teşekkür ederim. Bu kitabın konuyla ilgili öğretim üyelerimiz, öğrencilerimiz ve tüm kurumlarımıza yararlı olacağını umuyorum.

Prof. Dr. Ercan Uygur

Türkiye Ekonomi Kurumu'nun 18. Ulusal İktisat Sempozyumunu 8 ve 9 Ekim 2015 tarihlerinde Selçuk Üniversitesi'nde bu üniversitenin İktisadi İdari Bilimler Fakültesi ile birlikte düzenledik. Sempozyumumuz için Selçuk Üniversitesi'ne davet edildiğimizde Türkiye Ekonomi Kurumu olarak mutlu olduk, daveti severek kabul ettik. Çünkü Selçuklular'ın eski başkenti, Mevlana'nın şehri Konya'daki bu üniversitenin İktisadi İdari Bilimler Fakültesi ve İktisat Bölümü ile yakın ilişkimiz vardır.

Türkiye Ekonomi Kurumumuz (TEK), bir Cumhuriyet kurumudur, Atatürk'ün önerisi ile 12 Aralık 1929'da Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti adıyla genç Cumhuriyetin iktisatla ilgilenen kadroları tarafından kurulmuştur. Kuruluş tarihi, birçok batı ülkesindeki benzer kurumlarınkinden öncedir. Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyetinin kuruluş amacı, giderek ülkede ağırlığını hissettiren Büyük Buhran'ın olumsuz etkilerini halka anlatarak en aza indirmek, israfla mücadele ederek tasarrufu teşvik etmek ve ayrıca yerli malların tanıtımını ve kullanımını özendirmektir.

Türkiye Ekonomi Kurumu, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu, bir üçlü oluştururlar. Özetle; Türk Dil Kurumu “diline sahip çık”, Türk Tarih Kurumu “tarihine sahip çık” ve Türkiye Ekonomi Kurumu da “ekonomine sahip çık” düşüncesinin ürünleridir.

1977'den bu yana Uluslararası Ekonomi Birliği'nin (IEA) üyesiyiz. Eylül 2006'da ilki olmak üzere şimdiye kadar beş kez Uluslararası Ekonomi Konferansı ve Kongresi düzenledik, 2016'da da düzenleyeceğiz. Bilimsel düzeyiyle uluslararası olan ekonomi dergimiz, Ekonomi-tek'imiz var. Bu ve benzeri uluslararası faaliyetlerle, TEK'in yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da kendisine yer edindiğini vurgulamak isterim.

Türkiye'de 23 yıldır Ulusal İktisat Sempozyumları yapmaktayız. Önceleri yılda bir, 2007'den bu yana iki yılda bir gerçekleştirdiğimiz bu sempozyumlarla, kuruluş amacımıza uygun olarak, ülkemizde ekonomi bilincinin yerleşmesine katkıda bulunmak, bilimsel düşünce ile üretici gücü buluşturmak istiyoruz.

Dünyadaki ve Türkiye'deki güncel birkaç ekonomik konuya kısaca değinmek istiyorum.

Dünya ekonomisi son yıllarda küresel bunalım sonrasında bir büyüme, daha doğrusu büyüyememe sorunu yaşıyor. Büyümek için ülkeler önlemler almaya çalışıyor. ABD faizi arttıramıyor, faizi sıfıra yakın düzeyde tutuyor; AB parasal miktar genişlemesinin süresini uzatıyor; Japonya genişlemeci Abenomics uyguluyor; Çin para, kredi ve döviz kuru hamleleri yapıyor…

Bunların sonucunda genele yayılan kur tartışmaları oluyor, emtia fiyatları düşüyor ve belirsizlikler ortaya çıkıyor. IMF Araştırma Bölümü Başkanı Maurice Obstfeld “küresel büyüme bu belirsizliklerle baskı altında kalıyor” vurgulaması yapıyor.

Birkaç gün önce yayınlanan IMF'nin Dünya Ekonomik Görünümü (World Economic Outlook) raporunda 2015 için küresel büyüme oranı tahmini bir kez daha düşürüldü ve %3.1 olarak açıklandı, gelişmekte olan ülkeler büyümesinin daha da düşebileceği belirtildi. 2015 büyüme tahmini Nisan 2015'te %3.5 idi ve bu da indirilmiş bir tahmindi.

Bir hafta önce de WTO (Dünya Ticaret Örgütü) 2015 için küresel ticaret hacmi tahminini %2.8'e indirdi. 2015 Nisan ayında bu oran %3.3 idi. Dünya ticaretinin 2012'den bu yana %3 altında büyüdüğünü, halbuki küresel bunalım öncesinde büyümenin ortalama %6'nın üzerinde olduğunu vurgulamak gerekir. Belirteyim; küresel büyüme sorununun süreceğini tam bir yıl önce yaptığımız uluslararası konferansta birçok oturumda tartıştık.

Dünya ekonomisi bu durumda iken, Türkiye ekonomisinin yapısal sorunları; düşük tasarruf, bir ölçüde azalmış olsa da yüksek cari açık ve yüksek enflasyon sürüyor. Tasarrufların düşük olması, yatırımlar için dış tasarruflara, dış sermaye girişine ve dış borçlanmaya bağımlı olma sonucunu getiriyor. Örneğin, BES gibi araçlarla tasarruf artışı amaçlanıyor, ama istenilen sonuç alınmış değildir ve özel tasarruflarda önemli artış yoktur.

Hâlbuki yapılan araştırmalar daha çok iç tasarrufla sağlanmış yatırımların daha sürdürülebilir bir üretim yapısı oluşturduğunu ortaya koymaktadır. Bu bağlamda belirteyim; TEK'in 1930'da başlattığı haftanın adı “Tasarruf ve Yerli Malı Haftası”dır. “Yerli Malı Haftası” eksik bir tanımlamadır.

İşte Türkiye'deki düşük tasarrufları, bunun yansıması olan cari açığı, dış ticaret açığını, ihracat ve ithalat arasındaki teknoloji açığını dikkate alarak, sempozyumun başlığını “Tasarruf, Sürdürülebilir Büyüme ve Teknolojik Gelişme” olarak belirledik.

Bu sempozyumda Selçuk Üniversitesi dâhil ve birisi yurt dışından olmak üzere 40 üniversiteden ve 6 diğer kuruluştan öğretim üyelerimiz ve uzmanlarımız bildirileri ile yer aldılar. Oturumlarda ve panellerde sunum yapan tüm öğretim üyelerimize ve uzmanlarımıza çok teşekkür ederim.

Bu sempozyuma olanak ve ortam yarattıkları için ve konukseverlikleri için Sayın Rektör Prof. Dr. Hakkı Gökbel'e ve Sayın İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Öğüt'e çok teşekkür ederim. Sempozyumu düzenlemek üzere verdikleri emek ve zaman için Selçuk Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ay ve arkadaşlarına, Türkiye Ekonomi Kurumu Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Fahriye Öztürk'e ve diğer üyelerimize çok teşekkür ederim.

Sempozyumda sunulan bildirilerin önemli bölümü, kalıcı bir kaynak oluşturmak üzere ve zahmetli, uzun bir editörlük sürecinden sonra bu kitapta Türkiye Ekonomi Kurumu tarafından yayınlanmış oldu. Kitabın ortaya çıkışında en büyük katkıyı, kitabın editörlüğünü de üstlenen Doç. Dr. Oya Erdoğdu, Doç. Dr. Dilek Temiz Dinç ve Yrd. Doç. Dr. M. Aykut Attar yaptı. Kendilerine özellikle teşekkür ederim. Bu kitabın konuyla ilgili öğretim üyelerimiz, öğrencilerimiz ve tüm kurumlarımıza yararlı olacağını umuyorum.

Prof. Dr. Ercan Uygur

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat