Ahmet Ada'nın olgunluk döneminin sesi bu kitap. Dil öfkeden arınmış, durulmuş, kaygı ve içgörü kazanmıştır. Bunca doygun, yalın ve aşkın bir söyleyişle kutsanan doğa, şiirimizde uzun süredir yoktu. Çok taze bir dil, doğasal imgeler, eşyayla temas, dünyayla söyleşi, görsel şölen, tam da şiiri bir imkân ve zorunluluk olarak işaretliyor. Dil, bize metafizik tatlar bağışlıyor. Az sözcükle, çok sesli, çok katmanlı şiir arayışı daha belirgin bu kitapta. Uyaklar, iç sesler klasikliği ve çağcıllığı birlikte çağırıyor.
‘Taşı Sesi'nde sorunsal edindiği kendilik kıymetlidir ve teknik ustalığın eşiğindeki bu duyumsama içeriye işaretlidir. Sınırsız imge örgüsü ve bağıntılarıyla ustalığının doruğunda şiirler bunlar. Nesnelerinin üzerinde saygıyla duruyor. Dilde yoğunlaşarak doğa / kültür ikilemini aşıyor. Dili soyutlama gücünün büyüklüğü somut varlıkları ve bütünüyle doğayı içeriden ifade etmesini kolaylaştırıyor.
Ahmet Ada'nın olgunluk döneminin sesi bu kitap. Dil öfkeden arınmış, durulmuş, kaygı ve içgörü kazanmıştır. Bunca doygun, yalın ve aşkın bir söyleyişle kutsanan doğa, şiirimizde uzun süredir yoktu. Çok taze bir dil, doğasal imgeler, eşyayla temas, dünyayla söyleşi, görsel şölen, tam da şiiri bir imkân ve zorunluluk olarak işaretliyor. Dil, bize metafizik tatlar bağışlıyor. Az sözcükle, çok sesli, çok katmanlı şiir arayışı daha belirgin bu kitapta. Uyaklar, iç sesler klasikliği ve çağcıllığı birlikte çağırıyor.
‘Taşı Sesi'nde sorunsal edindiği kendilik kıymetlidir ve teknik ustalığın eşiğindeki bu duyumsama içeriye işaretlidir. Sınırsız imge örgüsü ve bağıntılarıyla ustalığının doruğunda şiirler bunlar. Nesnelerinin üzerinde saygıyla duruyor. Dilde yoğunlaşarak doğa / kültür ikilemini aşıyor. Dili soyutlama gücünün büyüklüğü somut varlıkları ve bütünüyle doğayı içeriden ifade etmesini kolaylaştırıyor.