Devletin Bayındırlık Bakanıydı Mimar Sinan. "Ser Mimaran-ı Hassa"ydı. Kabine toplantılarına katılmıyordu, ama kendi kararları bir kabine kararı hükmündeydi ve tatbikinden vazgeçilmiyordu. Bu özelliğiyle imparatorluğu bir uçtan bir uca imar etmişti. Allah'ın ona bahşettiği kabiliyet bir anadolu köyünün ıssızlığından çıkaran ışık, keşfetme arzusuyla beslenen gayret, bütün kararları kendi estetik zevkine göre uygulama imkanı veren mimarbaşılık, hepsinden de önemlisi 400 esere imza atma şansı veren uzunca bir ömür... Tam bir asırlık çınar haşmeti! Cihan hakimiyetinde hiçbir kaygısı olmayan bir imparatorluğun alabildiğince cömert imkanları, bu yapma gayretiyle bütünleşince, "Süleyman Asrı", "Sinan Asrı"yla ikizleşiyor ve günümüzde bu iki dehayı kendi hizmet alanlarının burçları olarak gösteriyor. Sultan Süleyman, cihangirliğinde ne kadar "muhteşem" ise, Mimar Sinan da sanatkarlığında o kadar "zirve"dedir.
Devletin Bayındırlık Bakanıydı Mimar Sinan. "Ser Mimaran-ı Hassa"ydı. Kabine toplantılarına katılmıyordu, ama kendi kararları bir kabine kararı hükmündeydi ve tatbikinden vazgeçilmiyordu. Bu özelliğiyle imparatorluğu bir uçtan bir uca imar etmişti. Allah'ın ona bahşettiği kabiliyet bir anadolu köyünün ıssızlığından çıkaran ışık, keşfetme arzusuyla beslenen gayret, bütün kararları kendi estetik zevkine göre uygulama imkanı veren mimarbaşılık, hepsinden de önemlisi 400 esere imza atma şansı veren uzunca bir ömür... Tam bir asırlık çınar haşmeti! Cihan hakimiyetinde hiçbir kaygısı olmayan bir imparatorluğun alabildiğince cömert imkanları, bu yapma gayretiyle bütünleşince, "Süleyman Asrı", "Sinan Asrı"yla ikizleşiyor ve günümüzde bu iki dehayı kendi hizmet alanlarının burçları olarak gösteriyor. Sultan Süleyman, cihangirliğinde ne kadar "muhteşem" ise, Mimar Sinan da sanatkarlığında o kadar "zirve"dedir.