Aras'ın üç Rus yazarı bir araya getirdiği çok beğenilen dizisi şimdi sınırlı sayıdaki özel kutusunda. Sovyet döneminin büyük edebiyatçıları Vasili Grossman, Osip Mandelştam ve Andre Bitov'un kaleme aldığı Taşlar Ülkesine Yolculuk, Renkler Ülkesine Yolculuk ve Harfler Ülkesine Yolculuk kitaplarını bir araya getiren set, iyi edebiyatın zaman ve mekan sınırlarını nasıl ortadan kaldırabileceğinin harika bir örneği.
Komşu Ermenistan, Anadolu'dan bakıldığında, Ararat'ın, bin bir kiliseli kent Ani'nin, Aras'ın kollarından Arpaçay'ın ötesinde bir bilinmezler diyarı, adeta Kaf Dağı'nın ardıdır. Türkiye'de kimi için köklü bir sevginin, kimi için yoğun bir öfkenin nesnesi olan bu yok-ülke, yaşadıkları dönemin üç büyük Rus yazarı içinse derin bir merakın konusudur.
On beş Sovyet cumhuriyetinden biri olarak çetin bir coğrafyada, taşlarla, renklerle ve harflerle yurt kuran bir halkın yaşayışını, kentlerini, kırlarını, dağlarını, ideallerini, hayal kırıklıklarını, hüzünlerini ve neşelerini incelemek amacıyla, biraz da zoraki görevlendirmelerle Erivan'a gönderilen Grossman, Mandelştam ve Bitov, sadece Ermeniler hakkında değil, kendi benlikleri, Rus kimliği ve türlü insanlık halleri üzerine de düşünüyor, en yüksek nitelikte, şaşırtıcı, has edebiyat metinlerine imza atıyorlar.
Aras'ın üç Rus yazarı bir araya getirdiği çok beğenilen dizisi şimdi sınırlı sayıdaki özel kutusunda. Sovyet döneminin büyük edebiyatçıları Vasili Grossman, Osip Mandelştam ve Andre Bitov'un kaleme aldığı Taşlar Ülkesine Yolculuk, Renkler Ülkesine Yolculuk ve Harfler Ülkesine Yolculuk kitaplarını bir araya getiren set, iyi edebiyatın zaman ve mekan sınırlarını nasıl ortadan kaldırabileceğinin harika bir örneği.
Komşu Ermenistan, Anadolu'dan bakıldığında, Ararat'ın, bin bir kiliseli kent Ani'nin, Aras'ın kollarından Arpaçay'ın ötesinde bir bilinmezler diyarı, adeta Kaf Dağı'nın ardıdır. Türkiye'de kimi için köklü bir sevginin, kimi için yoğun bir öfkenin nesnesi olan bu yok-ülke, yaşadıkları dönemin üç büyük Rus yazarı içinse derin bir merakın konusudur.
On beş Sovyet cumhuriyetinden biri olarak çetin bir coğrafyada, taşlarla, renklerle ve harflerle yurt kuran bir halkın yaşayışını, kentlerini, kırlarını, dağlarını, ideallerini, hayal kırıklıklarını, hüzünlerini ve neşelerini incelemek amacıyla, biraz da zoraki görevlendirmelerle Erivan'a gönderilen Grossman, Mandelştam ve Bitov, sadece Ermeniler hakkında değil, kendi benlikleri, Rus kimliği ve türlü insanlık halleri üzerine de düşünüyor, en yüksek nitelikte, şaşırtıcı, has edebiyat metinlerine imza atıyorlar.