Bir gün payitahta bir şair gelir. Askerler, onu taştan eşsiz bir cevher çıkarır gibi Balkan diyarından alıp cihan padişahı Kanuni'nin memleketine getirmişlerdir. Devşirme olarak alınan bu şair çocuk, hayallerin bile ulaşamadığı güzellikte bir memlekette bulur kendini. Her şey en az gökyüzü kadar mavi ve büyüleyicidir burada. Tam da onun istediği gibidir. “Taşlı yer”den uzaktadır artık. Âlimler ve kâmiller vardır bu yeni memlekette. Bu faziletli ve kâmil çocuk, hiç vakit kaybetmeden onlarla zaman geçirmeye başlar. Devrin padişahının sohbetlerine katıldığı gibi onunla birçok sefere de gider. İyi bir savaşçı olan bu şair, bir o kadar da sorumluluk sahibidir. Sanatıyla toplumun dini ve ahlaki değerler bakımından eğitilmesine hizmet eder. Bu eser, 16. yüzyıl mesnevi edebiyatının önde gelen şairlerinden Taşlıcalı Yahya'nın Şâh u Gedâ, Gencîne-i Râz, Yûsuf ve Zelîhâ, Kitâb-ı Usûl ve Gülşen-i Envâr mesnevilerinin tahlilî incelemesini ihtiva eder. Beş mana güzeline ev sahipliği yapan bu çalışma, Yahya'nın iyi bir şair ve asker olmasının yanında iyi bir eğitimci olduğunu da ortaya koyar.
Bir gün payitahta bir şair gelir. Askerler, onu taştan eşsiz bir cevher çıkarır gibi Balkan diyarından alıp cihan padişahı Kanuni'nin memleketine getirmişlerdir. Devşirme olarak alınan bu şair çocuk, hayallerin bile ulaşamadığı güzellikte bir memlekette bulur kendini. Her şey en az gökyüzü kadar mavi ve büyüleyicidir burada. Tam da onun istediği gibidir. “Taşlı yer”den uzaktadır artık. Âlimler ve kâmiller vardır bu yeni memlekette. Bu faziletli ve kâmil çocuk, hiç vakit kaybetmeden onlarla zaman geçirmeye başlar. Devrin padişahının sohbetlerine katıldığı gibi onunla birçok sefere de gider. İyi bir savaşçı olan bu şair, bir o kadar da sorumluluk sahibidir. Sanatıyla toplumun dini ve ahlaki değerler bakımından eğitilmesine hizmet eder. Bu eser, 16. yüzyıl mesnevi edebiyatının önde gelen şairlerinden Taşlıcalı Yahya'nın Şâh u Gedâ, Gencîne-i Râz, Yûsuf ve Zelîhâ, Kitâb-ı Usûl ve Gülşen-i Envâr mesnevilerinin tahlilî incelemesini ihtiva eder. Beş mana güzeline ev sahipliği yapan bu çalışma, Yahya'nın iyi bir şair ve asker olmasının yanında iyi bir eğitimci olduğunu da ortaya koyar.