Mahremiyetin üzülüşü teşhirci toplumun zaferi değil; yitimidir; çünkü gizlenecekbir şey kalmadığında gösterilecek de bir şey kalmamış demektir. Buşartlar altında çağdaş beden endüstrisinin önünde iki yol vardır: Ya kendisiniilga etmek ya da mahremiyeti yeniden değerlileştirip bedeni bezginlikverici pornografik teşhirin kollarından kurtarmak. Kendi bedeniyle kıyasıyasavaşan insanların dünyasının şayet sonu gelmediyse, yeniden riyazetve mahremiyet çağının yaşanmasının gerekliliği aşikâr; gerçekleşebilirliğimuhaldir. Bu, oto kontrol mekanizması devre-dışı kalmış modern toplumunelinde kalan tek geçerli reçetedir. İşe koyulmadan evvel, yeniden enbaşa yani insanlığın en kadim sorusunadönülmelidir: “İnsan kimdir?”
Mahremiyetin üzülüşü teşhirci toplumun zaferi değil; yitimidir; çünkü gizlenecekbir şey kalmadığında gösterilecek de bir şey kalmamış demektir. Buşartlar altında çağdaş beden endüstrisinin önünde iki yol vardır: Ya kendisiniilga etmek ya da mahremiyeti yeniden değerlileştirip bedeni bezginlikverici pornografik teşhirin kollarından kurtarmak. Kendi bedeniyle kıyasıyasavaşan insanların dünyasının şayet sonu gelmediyse, yeniden riyazetve mahremiyet çağının yaşanmasının gerekliliği aşikâr; gerçekleşebilirliğimuhaldir. Bu, oto kontrol mekanizması devre-dışı kalmış modern toplumunelinde kalan tek geçerli reçetedir. İşe koyulmadan evvel, yeniden enbaşa yani insanlığın en kadim sorusunadönülmelidir: “İnsan kimdir?”