Günlerden bir gün Adilbek, Cakıp'ı yanına alıp Akdala'nın en yüksek tepesine çıkarak büyükçe bir kayanın üzerine oturdular. Akşam güneşi kızıllığında Adilbek başladı konuşmaya:Ah Cakıp, yiğit beyim, dertli beyim biliyorum içten içe çok üzülüyorsun fakat sana gelen mucizeyi göremiyorsun. Bir rüya gördüm; öyle bir rüya ki gerçekten farksız, gözüme gönlüme ay doğdu. Cakıp Bilgin Adilbek'i izledi ama ne demek istediğini bir türlü anlamadı. Hiç ses etmeden merakla onu dinledi. Adilbek'in ağzından sözler dökülmeye devam etti.
Günlerden bir gün Adilbek, Cakıp'ı yanına alıp Akdala'nın en yüksek tepesine çıkarak büyükçe bir kayanın üzerine oturdular. Akşam güneşi kızıllığında Adilbek başladı konuşmaya:Ah Cakıp, yiğit beyim, dertli beyim biliyorum içten içe çok üzülüyorsun fakat sana gelen mucizeyi göremiyorsun. Bir rüya gördüm; öyle bir rüya ki gerçekten farksız, gözüme gönlüme ay doğdu. Cakıp Bilgin Adilbek'i izledi ama ne demek istediğini bir türlü anlamadı. Hiç ses etmeden merakla onu dinledi. Adilbek'in ağzından sözler dökülmeye devam etti.