Terör ve Şiddet Sonrası Güneydoğu Sorunlar ve Çözüm Yolları

Stok Kodu:
9786059427265
Boyut:
16.50x24.00
Sayfa Sayısı:
264
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-10
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%10 indirimli
38,00
34,20
9786059427265
517119
Terör ve Şiddet Sonrası Güneydoğu
Terör ve Şiddet Sonrası Güneydoğu Sorunlar ve Çözüm Yolları
34.20

Türk toplum arenasında, Doğu-Güneydoğu yöremiz etnisiti kimliği, sosyo-ekonomik yapısı ve jeo-politik paradigması ile kendine özgü bir düzeni ortaya koymaktadır. Bu nedenle, Türkiye'nin bölgesel yapılaşmasında yöre, üzerinde önemle durulması gereken bir özelliği de temsil etmektedir.

Bu kendine özgü jeo-stratejik ve bölgesel niteliklerinden ötürü iki bağımsız yayınımızda bölgenin anatomisine ağırlık vermiş bulunuyoruz. Her iki bölgesel araştırmamız da belirttiğimiz gibi -katılımcı gözlem- görüşme yöntem ve tekniklere dayanılarak gereçleştirilmiş alan araştırmalarıdır. Tüm Güneydoğu yöresi, stratejik paradigması göz önüne alınarak ele alınmış ve kültürel kognisyonları ile incelenmiştir.

Niçin mi? Çünkü bölgemizin stratejik konumu, Judeo-Hıristiyan döl yatağını oluşturması ve Ortadoğu politikasının beklentilerinden ötürü yöremiz bu tür bir sarmalın içindedir.

Belirttiğimiz gibi, Doğu-Güneydoğu yöremiz, bu stratejik konumundan ötürü hem İç Proletarya hem de Dış Proletaryanın oyun kurallarını kendine özgü istimalet teorisi ile çözümleme gereğini duymak zorundadır.

Bölgesel kalkınma sürecinin felsefesi de bu düşünce sisteminin bir yansımasıdır.

Böylesine bir arenada atılacak ilk adım, Doğu-Güneydoğu sorunları ne olabilirdi? Bu husus, aynı zamanda bilimsel açıdan yörenin alt kimliğini de oluşturur. Üst kimlik ise günümüzde siyasal, ideolojik düşünce kalıplarının metamorfizmini oluşturur. Bu süreci, kök paradigmaları ile açıklamaya çalışacağız.

Türk toplum arenasında, Doğu-Güneydoğu yöremiz etnisiti kimliği, sosyo-ekonomik yapısı ve jeo-politik paradigması ile kendine özgü bir düzeni ortaya koymaktadır. Bu nedenle, Türkiye'nin bölgesel yapılaşmasında yöre, üzerinde önemle durulması gereken bir özelliği de temsil etmektedir.

Bu kendine özgü jeo-stratejik ve bölgesel niteliklerinden ötürü iki bağımsız yayınımızda bölgenin anatomisine ağırlık vermiş bulunuyoruz. Her iki bölgesel araştırmamız da belirttiğimiz gibi -katılımcı gözlem- görüşme yöntem ve tekniklere dayanılarak gereçleştirilmiş alan araştırmalarıdır. Tüm Güneydoğu yöresi, stratejik paradigması göz önüne alınarak ele alınmış ve kültürel kognisyonları ile incelenmiştir.

Niçin mi? Çünkü bölgemizin stratejik konumu, Judeo-Hıristiyan döl yatağını oluşturması ve Ortadoğu politikasının beklentilerinden ötürü yöremiz bu tür bir sarmalın içindedir.

Belirttiğimiz gibi, Doğu-Güneydoğu yöremiz, bu stratejik konumundan ötürü hem İç Proletarya hem de Dış Proletaryanın oyun kurallarını kendine özgü istimalet teorisi ile çözümleme gereğini duymak zorundadır.

Bölgesel kalkınma sürecinin felsefesi de bu düşünce sisteminin bir yansımasıdır.

Böylesine bir arenada atılacak ilk adım, Doğu-Güneydoğu sorunları ne olabilirdi? Bu husus, aynı zamanda bilimsel açıdan yörenin alt kimliğini de oluşturur. Üst kimlik ise günümüzde siyasal, ideolojik düşünce kalıplarının metamorfizmini oluşturur. Bu süreci, kök paradigmaları ile açıklamaya çalışacağız.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat