Modern Türkiye'nin gelişiminde neredeyse bütün önemli değişmeler kadın olgusu üzerinden tartışıldı ve yönlendirildi. Öteki İslam ülkeleri bakımından da durum pek farklı değil. Batıcı Modernistlerin gündeme getirdiği "kadın sorunu" bir İslam düşüncesinin tartışma gündemine girdi ve sadece geleneksel bakış açılarını savunma tavrından ibaret kalmayıp yeni düşünceler inşa edici arayışlara yol açtı. Batılılaşmayla özdeşleştirilen modernizme karşı İslamî duyarlığın sözcüsü olan aydınlar inanç değerleriyle uyum içinde bir modernleşme projesi geliştirmeye yöneldiler. "İslam'da Kadın" başlıklı çözümlemeler bu yönelişte önemli bir yer tuttu.
Batıcı olan ve olmayan modernleşme anlayışlarında kadının bir "mesele", bir "sorun" olarak ele alınması İslamî normlar içinde önemli yer tutan tesettür ile daima atbaşı gitmiş bulunuyor. Bunun sebebi modernistlerin daha başından itibaren tesettürü müslüman kadının özgürlüğü, eğitimi, hayattaki süreçlere katılarak değer üretmesi ve bireyselleşmesi için ayakbağı olarak görmeleridir. Geleneksel dinî değerlerin doğasını modernist değişim taleplerine aykırı bulan ve İslamî duyarlıkları ön planda olan aydınlar ise tesettürün kadının eğitimine, özgürlüğüne ve değer üretmesine engel oluşturacağı iddiasını açıkça saçma bulurlar. Günümüz Türkiye'sinde tesettüre riayet ederek Üniversite'de okumak isteyen bayan talebenin durumu ise bu ülkede yaşayan hiç kimse için sır değildir.
Prof. Dr. Mehmet Erdoğan müslüman kadın "sorun"unun tesettür "mesele"sinden ayrı ele alınamayacağının tamamen bilincinde olarak bu tartışmalara katkı vermeyi amaçlayan bir eserle okuyucusuna ulaşıyor. Kitabın adındaki Tesettür Meselesinden Türban Sorununa ifadesi son dönem Osmanlı aydınlarının "Tesettür-i Nisvan Mes'elesi" başlığı altındaki tartışmalarından günümüzün ünlü "türban sorunu"na gelinceye dek çok fazla şeyin değişmediği fikrini peşin olarak ihsas ettiriyor. Eserde yazarının uzmanlık alanından güç alan fıkhî tahliller fikrî denemelerle bütünleştiriliyor. Özellikle fıkıh bakımından yer yer özgün yaklaşımlar sergilenmiş olması eserin ilgi çekecek bir başka özelliği.
Modern Türkiye'nin gelişiminde neredeyse bütün önemli değişmeler kadın olgusu üzerinden tartışıldı ve yönlendirildi. Öteki İslam ülkeleri bakımından da durum pek farklı değil. Batıcı Modernistlerin gündeme getirdiği "kadın sorunu" bir İslam düşüncesinin tartışma gündemine girdi ve sadece geleneksel bakış açılarını savunma tavrından ibaret kalmayıp yeni düşünceler inşa edici arayışlara yol açtı. Batılılaşmayla özdeşleştirilen modernizme karşı İslamî duyarlığın sözcüsü olan aydınlar inanç değerleriyle uyum içinde bir modernleşme projesi geliştirmeye yöneldiler. "İslam'da Kadın" başlıklı çözümlemeler bu yönelişte önemli bir yer tuttu.
Batıcı olan ve olmayan modernleşme anlayışlarında kadının bir "mesele", bir "sorun" olarak ele alınması İslamî normlar içinde önemli yer tutan tesettür ile daima atbaşı gitmiş bulunuyor. Bunun sebebi modernistlerin daha başından itibaren tesettürü müslüman kadının özgürlüğü, eğitimi, hayattaki süreçlere katılarak değer üretmesi ve bireyselleşmesi için ayakbağı olarak görmeleridir. Geleneksel dinî değerlerin doğasını modernist değişim taleplerine aykırı bulan ve İslamî duyarlıkları ön planda olan aydınlar ise tesettürün kadının eğitimine, özgürlüğüne ve değer üretmesine engel oluşturacağı iddiasını açıkça saçma bulurlar. Günümüz Türkiye'sinde tesettüre riayet ederek Üniversite'de okumak isteyen bayan talebenin durumu ise bu ülkede yaşayan hiç kimse için sır değildir.
Prof. Dr. Mehmet Erdoğan müslüman kadın "sorun"unun tesettür "mesele"sinden ayrı ele alınamayacağının tamamen bilincinde olarak bu tartışmalara katkı vermeyi amaçlayan bir eserle okuyucusuna ulaşıyor. Kitabın adındaki Tesettür Meselesinden Türban Sorununa ifadesi son dönem Osmanlı aydınlarının "Tesettür-i Nisvan Mes'elesi" başlığı altındaki tartışmalarından günümüzün ünlü "türban sorunu"na gelinceye dek çok fazla şeyin değişmediği fikrini peşin olarak ihsas ettiriyor. Eserde yazarının uzmanlık alanından güç alan fıkhî tahliller fikrî denemelerle bütünleştiriliyor. Özellikle fıkıh bakımından yer yer özgün yaklaşımlar sergilenmiş olması eserin ilgi çekecek bir başka özelliği.