The Turkish Mahkum, özellikle 11 Eylül öncesinde had safhada olan Amerika'ya gidiş sürecine katılmış bir Türk gencinin, 11 Eylül'den bir müddet sonra demir parmaklıkların ardında sonuçlanan gerçek hikayesi. Kimi zaman ilginç, kimi zaman trajikomik, kimi zamansa buruk olaylarla örülü bir Birleşik Devletler macerasını birinci ağızdan okuyacağınız bir kitap.
"Koğuşlardaki insanların bütün dikkatleri bize yönelmişti. Aynen filmlerde gördüğümüz gibi, yeni mahkumların koğuşlarına yerleştirilişini, bu kez bizzat yaşıyorduk.
Koğuşumuza bizimle birlikte Franklin Tutukevi'nden nakledilen iki Meksikalı ve daha sonra bize yolda katılan bir Hindistanlı da gelmişti. Arkadaşım bu Hindistanlı ile aynı odaya düşerken, ben farklı bir Meksikalı ile kalacaktım. Odalarımıza yerleştikten sonra rahatlamak ve alışmak için koğuşa çıkarak etrafı incelemeye başladık. Bu sırada bizi inceden inceye süzen, kıdemli olduğu hareketlerinden belli olan bir mahkum, 'Korkuyor musunuz?' diye sordu. Halimizden, hareketlerimizden sezmiş olmalı. Ya da her yeni gelenin korktuğundan adı gibi emindi..."
The Turkish Mahkum, özellikle 11 Eylül öncesinde had safhada olan Amerika'ya gidiş sürecine katılmış bir Türk gencinin, 11 Eylül'den bir müddet sonra demir parmaklıkların ardında sonuçlanan gerçek hikayesi. Kimi zaman ilginç, kimi zaman trajikomik, kimi zamansa buruk olaylarla örülü bir Birleşik Devletler macerasını birinci ağızdan okuyacağınız bir kitap.
"Koğuşlardaki insanların bütün dikkatleri bize yönelmişti. Aynen filmlerde gördüğümüz gibi, yeni mahkumların koğuşlarına yerleştirilişini, bu kez bizzat yaşıyorduk.
Koğuşumuza bizimle birlikte Franklin Tutukevi'nden nakledilen iki Meksikalı ve daha sonra bize yolda katılan bir Hindistanlı da gelmişti. Arkadaşım bu Hindistanlı ile aynı odaya düşerken, ben farklı bir Meksikalı ile kalacaktım. Odalarımıza yerleştikten sonra rahatlamak ve alışmak için koğuşa çıkarak etrafı incelemeye başladık. Bu sırada bizi inceden inceye süzen, kıdemli olduğu hareketlerinden belli olan bir mahkum, 'Korkuyor musunuz?' diye sordu. Halimizden, hareketlerimizden sezmiş olmalı. Ya da her yeni gelenin korktuğundan adı gibi emindi..."