Gün gelir sırasıyla her şeyini kaybedersin. Umutlarını eskitir, dostluklarını yitirirsin. Kaybettiklerine doymaz olur hayat. Her gün bir başka ister ve her gün senden alacaklı olur. Ne bileyim sessiz çığlığına kadar sömürmek ister. O vakit kaçmak istersin kalabalıklardan. Nefes alamazsın insan yığının doldurduğu sokaklarda.. Sen zamanla yarışırken. Zaman, taşın, toprağın ve suyun rengini kırmızıya boyar. Avazın çıktığı kadar haykırır, küçük dilini yutarsın, bir sesini hayvanlar duyar, onlarda anlamazlar. Gördüklerin sadece bir renk olsaydı, burnunun direği kırılmazdı kokudan. O an aklını kaybetmemek için ellerinle sıkıştırdığın başını tutar, yitip giden kendine direnirsin.
Tinnitus, sessizliğin notalarında korkup kendi notanızı ararken saplandığınız çıkmazdan çıkıp nefes almak isteyeceğiniz bir kitap. Bunca notaların arasında doğruyu, doğrunun içinde de kendi doğrunuzu bulmak isteyeceksiniz… (Mustafa Tenker)
Gün gelir sırasıyla her şeyini kaybedersin. Umutlarını eskitir, dostluklarını yitirirsin. Kaybettiklerine doymaz olur hayat. Her gün bir başka ister ve her gün senden alacaklı olur. Ne bileyim sessiz çığlığına kadar sömürmek ister. O vakit kaçmak istersin kalabalıklardan. Nefes alamazsın insan yığının doldurduğu sokaklarda.. Sen zamanla yarışırken. Zaman, taşın, toprağın ve suyun rengini kırmızıya boyar. Avazın çıktığı kadar haykırır, küçük dilini yutarsın, bir sesini hayvanlar duyar, onlarda anlamazlar. Gördüklerin sadece bir renk olsaydı, burnunun direği kırılmazdı kokudan. O an aklını kaybetmemek için ellerinle sıkıştırdığın başını tutar, yitip giden kendine direnirsin.
Tinnitus, sessizliğin notalarında korkup kendi notanızı ararken saplandığınız çıkmazdan çıkıp nefes almak isteyeceğiniz bir kitap. Bunca notaların arasında doğruyu, doğrunun içinde de kendi doğrunuzu bulmak isteyeceksiniz… (Mustafa Tenker)