Toplumsal yapıların varoluşsal koşullarının başında “denetim” gelmektedir. Foucault'ya göre, iktidarlar, toplumsal denetimi “dispositif” adını verdiği çeşitli aygıtlar aracılığı ile gerçekleştirir. Foucault iktidarın “uygulanmasını”, “işlemesini”, “iktidar metafiziğini” ve “iktidar ontolojisini” dini alanda da kullanmaktadır. Tüm dinlerde kutsallaştırılmış inanç nesneleri, ayinler (dinsel törenler), semboller ve simgeler yoğun biçimde bulunmaktadır. Budispositif Hıristiyanlıktaki sakramentler (ayinler), relikler (kutsal nesneler) ve semboller olarak karşımıza çıkmaktadır. Dinsel tâbi kılma, iktidar metafiziği bu ögelerle işler hâle gelmekte ve sürmektedir.
Foucault, toplumsal denetim yaklaşımını dini alanda inançlı kitleleri toparlama ve kontrol altında tutma biçiminde ortaya koymaktadır.
Dini bir “anlam alanı" olarak tanımlayan Geertz'in kavramsal çerçevesine göre de semboller sistemi, bir “toplumsal eylem” aygıtıdır ve “dinsel siyasallaşmanın” da araçlarıdır.
Toplumsal denetim aygıtı olarak inanç nesnelerinin kullanımı konusunda sosyolojik ve antropolojik araştırmalar ülkemizde neredeyse yok gibidir.
Bu alanda Foucault'nun “toplumsal denetim” ve Geertz'in “kültürel sistem” kavramları temelinde yapılan bu çalışma, araştırmacılar kadar sade okuyucular açısından da çok değerlidir.
Toplumsal yapıların varoluşsal koşullarının başında “denetim” gelmektedir. Foucault'ya göre, iktidarlar, toplumsal denetimi “dispositif” adını verdiği çeşitli aygıtlar aracılığı ile gerçekleştirir. Foucault iktidarın “uygulanmasını”, “işlemesini”, “iktidar metafiziğini” ve “iktidar ontolojisini” dini alanda da kullanmaktadır. Tüm dinlerde kutsallaştırılmış inanç nesneleri, ayinler (dinsel törenler), semboller ve simgeler yoğun biçimde bulunmaktadır. Budispositif Hıristiyanlıktaki sakramentler (ayinler), relikler (kutsal nesneler) ve semboller olarak karşımıza çıkmaktadır. Dinsel tâbi kılma, iktidar metafiziği bu ögelerle işler hâle gelmekte ve sürmektedir.
Foucault, toplumsal denetim yaklaşımını dini alanda inançlı kitleleri toparlama ve kontrol altında tutma biçiminde ortaya koymaktadır.
Dini bir “anlam alanı" olarak tanımlayan Geertz'in kavramsal çerçevesine göre de semboller sistemi, bir “toplumsal eylem” aygıtıdır ve “dinsel siyasallaşmanın” da araçlarıdır.
Toplumsal denetim aygıtı olarak inanç nesnelerinin kullanımı konusunda sosyolojik ve antropolojik araştırmalar ülkemizde neredeyse yok gibidir.
Bu alanda Foucault'nun “toplumsal denetim” ve Geertz'in “kültürel sistem” kavramları temelinde yapılan bu çalışma, araştırmacılar kadar sade okuyucular açısından da çok değerlidir.