Türk Aydınlanma Devriminin en uygar, evrensel kurumu, kuşkusuz Köy Enstitüleridir.
Bu kitapta, Kurtuluş Savaşı'nın ardından, yoksulluklar içinde kalkınma ve aydınlanma devinimi sürerken, Köy Enstitüsü olgusunun ne denli önemli bir yer tuttuğunu göreceksiniz.
Sabri Özer bu kurumların öğrencisi olarak -özellikle kapatılma sürecindeki- karalamaları, acıları, kıyımları; genç bir köy öğretmeninin bakış açısıyla enstitülerin köylere götürdüğü eğitim ışığını, üretim ve imece coşkusunu; günümüzde ulusal sorun haline dönüştürülen olayların geçmişine değin izlerini, toplumun saplantılarını, aşkları, tazeliğini yitirmemiş anılar bütünlüğünde yalın ve şiirsel bir anlatımla sunmaktadır.
Kitabı okurken,1940'lı yıllardan günümüze Türkiye'nin ekonomik, sosyal, siyasal bunalımları, Cumhuriyet Aydınlanmasının aldığı yaraları, yozlaştırma ve karşıdevrim çabalarını, net fotoğraf karelerinde ve tüm gerçekliğiyle tatlı bir anı-roman kıvamında, o günleri yaşarcasına izleyerek bir kez daha algılayacaksınız.
Türk Aydınlanma Devriminin en uygar, evrensel kurumu, kuşkusuz Köy Enstitüleridir.
Bu kitapta, Kurtuluş Savaşı'nın ardından, yoksulluklar içinde kalkınma ve aydınlanma devinimi sürerken, Köy Enstitüsü olgusunun ne denli önemli bir yer tuttuğunu göreceksiniz.
Sabri Özer bu kurumların öğrencisi olarak -özellikle kapatılma sürecindeki- karalamaları, acıları, kıyımları; genç bir köy öğretmeninin bakış açısıyla enstitülerin köylere götürdüğü eğitim ışığını, üretim ve imece coşkusunu; günümüzde ulusal sorun haline dönüştürülen olayların geçmişine değin izlerini, toplumun saplantılarını, aşkları, tazeliğini yitirmemiş anılar bütünlüğünde yalın ve şiirsel bir anlatımla sunmaktadır.
Kitabı okurken,1940'lı yıllardan günümüze Türkiye'nin ekonomik, sosyal, siyasal bunalımları, Cumhuriyet Aydınlanmasının aldığı yaraları, yozlaştırma ve karşıdevrim çabalarını, net fotoğraf karelerinde ve tüm gerçekliğiyle tatlı bir anı-roman kıvamında, o günleri yaşarcasına izleyerek bir kez daha algılayacaksınız.