Toprak ve Gelenek Konya Dağ Köyleri

Stok Kodu:
9789758867547
Boyut:
16.50x24.00
Sayfa Sayısı:
121
Basım Yeri:
Konya
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2005-08
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
%10 indirimli
48,00
43,20
9789758867547
470170
Toprak ve Gelenek
Toprak ve Gelenek Konya Dağ Köyleri
43.20

“Şubat ortalarından itibaren işler artmaya başlar. Koyun keçi gibi küçükbaş hayvanlar varsa kuzulamaya başlalar. Nisanda bahçe, bağ işleri çıkar. Mandalların hazırlanması, bağların bellenmesi gerekir. Yayla zamanı yayladaki bütün işler kadının üzerindedir. Malların sağımı, yağ, peynir yapma, kuzları emiştirme , çocuk yoksa kuzuları otlama kadına düşer. Bazı kadınlar eve ek gelir temin etmek için yaylaya ıstar kurarak kilim, yolluk, heybe gibi şeyler dokuyarak hem ev ihtiyaçlarını temin eder hem de eve katkıda bulunurlar. Özellikle konar göçer yörük obaları toroslarda yaylaya çıktıklarında ıstarlarını mutlaka kurarlar ve günlük işleri bitince ıstarın başına otururlar. Taşkent ile Gevne arasındaki tepelerde gördüğüm bir yörük anası ile kızı sabah ve akşam serinliğinde ekin işliyorlar, öğle sıcağında, bir yaban armudunun altına kurdukları ıstarda kilim dokuyorlardı.”

“beldelerimizde insan yüzleri hep sıcak, hep konuksever sıcaklık bir merhabanız gönül kapılarını açıveriyor. Onlarla birlikteyken ne yüzünüzü buruşturun ne ikramlarını geri çevirin çünkü o güzelim yürüklerinizi incitirsiniz.”

“Şubat ortalarından itibaren işler artmaya başlar. Koyun keçi gibi küçükbaş hayvanlar varsa kuzulamaya başlalar. Nisanda bahçe, bağ işleri çıkar. Mandalların hazırlanması, bağların bellenmesi gerekir. Yayla zamanı yayladaki bütün işler kadının üzerindedir. Malların sağımı, yağ, peynir yapma, kuzları emiştirme , çocuk yoksa kuzuları otlama kadına düşer. Bazı kadınlar eve ek gelir temin etmek için yaylaya ıstar kurarak kilim, yolluk, heybe gibi şeyler dokuyarak hem ev ihtiyaçlarını temin eder hem de eve katkıda bulunurlar. Özellikle konar göçer yörük obaları toroslarda yaylaya çıktıklarında ıstarlarını mutlaka kurarlar ve günlük işleri bitince ıstarın başına otururlar. Taşkent ile Gevne arasındaki tepelerde gördüğüm bir yörük anası ile kızı sabah ve akşam serinliğinde ekin işliyorlar, öğle sıcağında, bir yaban armudunun altına kurdukları ıstarda kilim dokuyorlardı.”

“beldelerimizde insan yüzleri hep sıcak, hep konuksever sıcaklık bir merhabanız gönül kapılarını açıveriyor. Onlarla birlikteyken ne yüzünüzü buruşturun ne ikramlarını geri çevirin çünkü o güzelim yürüklerinizi incitirsiniz.”

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat