Yıllar önce bir seyahat acentesinde çalışmaya başladığımda (1971) henüz 22 yaşındaydım. Turizmi meslek olarak seçeceğimi, hayatımı bu denliyöneteceğini hiç düşünmediğimi itiraf etmeliyim..Geçici bir işti ama hayatımın -neredeyse- yarım yüzyılı turizm ile geçti. Bir takım zorunlu ara vermeler olsa da turizmden hiç kopmadım.Bu meslekte kazandım ve kaybettim.Geçen yıllar içinde edindiğim deneyimleri, aklımda kalanları ve yöneticilik sürecinden aktarılmasını düşündüklerimi, özellikle gençm eslektaşlarımlapaylaşmak istedim. 2003 yılından başlayarak, internet üzerinden yayın yapan yakın arkadaşım Bülent Özükan'ın “Turizmde bu Sabah” adlı sitesinde uzunyıllar yazdım.Yayınları sonlandırılınca bu kez Fehmi Köfteoğlu'nun sahibi olduğu ve yönettiği, “Turizm Gazetesi” ikinci durağım oldu. İkisinde de özgürce,düşündüklerimi paylaştım.Bu kitap; konu başlıklarına göre ayrılmış, mümkün olduğunca tarih sıralaması gözetilerek yukarıda değinilen iki siteden seçilen yazılardan derlendi.Aralarında Okan Üniversitesinde ders verirken başvurduğum; “Turizm ve Tarih” ile “Turizm ve Siyaset” konularındaki notlarım da yer alıyor.Süreç içinde turizme ilişkin bakış açıları ve beklenti türleri de değişti. Başladığım yıllarda önemsenmeyen turizm, Türkiye'de ciddi bir sosyoekonomik etkinlik haline geldi. Yatak sayıları, istihdam ve ödemeler dengesine katkıları yanında, günümüzün yükselen değerleri haline gelen;“demokrasi”, “barış”, “tarih ve arkeolojik varlıklara sahip çıkmak”, “farklı görüşleri hoş görmek”, “inançlara saygı”, “açıklık” ve “objektif yargı” anlayışınısimgeleyen, turizm ile çok yakın ilişkileri bulunan konularda yorum yapmanın giderek zorlaştığını da fark ediyorum.Uluslararası ekonomik büyüklük sıralamasında bir türlü ilk ona giremeyen Türkiye, turizmde gelen ziyaretçi sayıları açısından 6. sırada yer alıyor.Bu sıralamanın tek başına turizmde yorum yapmak isteyenlere büyük sorumluluklar yüklediğini de biliyorum.Belki buz üzerine yazı yazmak benimki ama bu mesleğe borcum olduğunu düşünüyor ve onu ödemeye çalışıyorum.
Yıllar önce bir seyahat acentesinde çalışmaya başladığımda (1971) henüz 22 yaşındaydım. Turizmi meslek olarak seçeceğimi, hayatımı bu denliyöneteceğini hiç düşünmediğimi itiraf etmeliyim..Geçici bir işti ama hayatımın -neredeyse- yarım yüzyılı turizm ile geçti. Bir takım zorunlu ara vermeler olsa da turizmden hiç kopmadım.Bu meslekte kazandım ve kaybettim.Geçen yıllar içinde edindiğim deneyimleri, aklımda kalanları ve yöneticilik sürecinden aktarılmasını düşündüklerimi, özellikle gençm eslektaşlarımlapaylaşmak istedim. 2003 yılından başlayarak, internet üzerinden yayın yapan yakın arkadaşım Bülent Özükan'ın “Turizmde bu Sabah” adlı sitesinde uzunyıllar yazdım.Yayınları sonlandırılınca bu kez Fehmi Köfteoğlu'nun sahibi olduğu ve yönettiği, “Turizm Gazetesi” ikinci durağım oldu. İkisinde de özgürce,düşündüklerimi paylaştım.Bu kitap; konu başlıklarına göre ayrılmış, mümkün olduğunca tarih sıralaması gözetilerek yukarıda değinilen iki siteden seçilen yazılardan derlendi.Aralarında Okan Üniversitesinde ders verirken başvurduğum; “Turizm ve Tarih” ile “Turizm ve Siyaset” konularındaki notlarım da yer alıyor.Süreç içinde turizme ilişkin bakış açıları ve beklenti türleri de değişti. Başladığım yıllarda önemsenmeyen turizm, Türkiye'de ciddi bir sosyoekonomik etkinlik haline geldi. Yatak sayıları, istihdam ve ödemeler dengesine katkıları yanında, günümüzün yükselen değerleri haline gelen;“demokrasi”, “barış”, “tarih ve arkeolojik varlıklara sahip çıkmak”, “farklı görüşleri hoş görmek”, “inançlara saygı”, “açıklık” ve “objektif yargı” anlayışınısimgeleyen, turizm ile çok yakın ilişkileri bulunan konularda yorum yapmanın giderek zorlaştığını da fark ediyorum.Uluslararası ekonomik büyüklük sıralamasında bir türlü ilk ona giremeyen Türkiye, turizmde gelen ziyaretçi sayıları açısından 6. sırada yer alıyor.Bu sıralamanın tek başına turizmde yorum yapmak isteyenlere büyük sorumluluklar yüklediğini de biliyorum.Belki buz üzerine yazı yazmak benimki ama bu mesleğe borcum olduğunu düşünüyor ve onu ödemeye çalışıyorum.