İçtihatlı Türk Basın–Yayın Mevzuatı isimli kitabımızın 2. baskısından sonra Türk kitle iletişim mevzuatında ve buna paralel olarak ilgili bazı kurum ve kuruluşların yapılarında önemli değişiklikler yapılmıştır. Yapılan mevzuat değişiklikleri bu baskıya konulmuştur. 9 Temmuz 2018 tarihli ve 703 nolu KHK ile 8/6/1984 tarihli ve 231 sayılı Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname yürürlükten kaldırılmış ve adı geçen Kurum kapatılmıştır. 15.07.2018 tarihli ve 4 Nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Türkiye RadyoTelevizyon Kurumu yeniden yapılandırılmıştır (m.532-548). Kapatılan Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün yerine 10.07.2018 tarihli 1 nolu ve 24.07.2018 tarihli ve 14 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ile Cumhurbaşkanlığı'na bağlı İletişim Başkanlığı kurulmuştur. 24 Temmuz 2018 tarihli ve 2018/2 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile TRT Kurumu Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile ve RTÜK ise Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ilgilendirilmiştir.
Ayrıca dünya ve Türkiye gündeminde önemli bir yeri olan ve tartışılagelen ‘basınyayın yoluyla ifade hürriyetinin kullanılması'na dair Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay tarafından verilen yeni kararlara bu baskıda yer verilmiştir. Özellikle, Youtube'a erişimin engellenmesi bakımından Anayasa Mahkemesinin verdiği 15/11/2017 tarihli ve E. 2015/76, K. 2017/153 sayılı İptal Kararı önem arz etmektedir. Karara bu baskıda yer verilmiştir. İnternet gazetecilerinin Basın-İş Hukukundan doğan hakları bakımından Yargıtay kararları da çıkmaya başlamıştır.
Tekrar vurgulamak isteriz ki Ülkemizde Basın-Yayın Hukuku alanında Hukuk Fakültesi mezunu olarak uzmanlaşmış akademisyen sayısı çok azdır. Kanaatimizce, BasınYayın Hukukunun (Kitle İletişim Hukuku, Medya Hukuku) ayrı bir uzmanlık dalı olarak belirlenmesi, İletişim Fakülteleri ile Hukuk Fakültelerinde bir disiplin olarak yer alması ve bu disiplinin Yükseköğretim Kurulu ile Üniversitelerarası Kurul'un listelerinde doçentliğe başvuru alanı olarak gösterilmesi gerekmektedir. Fikrî Haklar için de aynı düşüncede olduğumuzu belirtmek isteriz.
Yüksek yargı organlarının içtihatlarında mevuat hükümlerine aynen yer verilmiştir. Ancak bu kitapta ilgili mevzuat zaten mevcut olduğundan, yer darlığı sebebiyle, alınan kararlarda bu alıntıların sadece mevzuat adı ve ilgili madde adı yazılmakla yetinilmiştir. Ayrıca, yine yer darlığı sebebiyle, Yüksek mahkeme kararlarında karşı oylara yer verilememiştir.
İçtihatlı Türk Basın–Yayın Mevzuatı isimli kitabımızın 2. baskısından sonra Türk kitle iletişim mevzuatında ve buna paralel olarak ilgili bazı kurum ve kuruluşların yapılarında önemli değişiklikler yapılmıştır. Yapılan mevzuat değişiklikleri bu baskıya konulmuştur. 9 Temmuz 2018 tarihli ve 703 nolu KHK ile 8/6/1984 tarihli ve 231 sayılı Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname yürürlükten kaldırılmış ve adı geçen Kurum kapatılmıştır. 15.07.2018 tarihli ve 4 Nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Türkiye RadyoTelevizyon Kurumu yeniden yapılandırılmıştır (m.532-548). Kapatılan Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün yerine 10.07.2018 tarihli 1 nolu ve 24.07.2018 tarihli ve 14 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ile Cumhurbaşkanlığı'na bağlı İletişim Başkanlığı kurulmuştur. 24 Temmuz 2018 tarihli ve 2018/2 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile TRT Kurumu Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile ve RTÜK ise Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ilgilendirilmiştir.
Ayrıca dünya ve Türkiye gündeminde önemli bir yeri olan ve tartışılagelen ‘basınyayın yoluyla ifade hürriyetinin kullanılması'na dair Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay tarafından verilen yeni kararlara bu baskıda yer verilmiştir. Özellikle, Youtube'a erişimin engellenmesi bakımından Anayasa Mahkemesinin verdiği 15/11/2017 tarihli ve E. 2015/76, K. 2017/153 sayılı İptal Kararı önem arz etmektedir. Karara bu baskıda yer verilmiştir. İnternet gazetecilerinin Basın-İş Hukukundan doğan hakları bakımından Yargıtay kararları da çıkmaya başlamıştır.
Tekrar vurgulamak isteriz ki Ülkemizde Basın-Yayın Hukuku alanında Hukuk Fakültesi mezunu olarak uzmanlaşmış akademisyen sayısı çok azdır. Kanaatimizce, BasınYayın Hukukunun (Kitle İletişim Hukuku, Medya Hukuku) ayrı bir uzmanlık dalı olarak belirlenmesi, İletişim Fakülteleri ile Hukuk Fakültelerinde bir disiplin olarak yer alması ve bu disiplinin Yükseköğretim Kurulu ile Üniversitelerarası Kurul'un listelerinde doçentliğe başvuru alanı olarak gösterilmesi gerekmektedir. Fikrî Haklar için de aynı düşüncede olduğumuzu belirtmek isteriz.
Yüksek yargı organlarının içtihatlarında mevuat hükümlerine aynen yer verilmiştir. Ancak bu kitapta ilgili mevzuat zaten mevcut olduğundan, yer darlığı sebebiyle, alınan kararlarda bu alıntıların sadece mevzuat adı ve ilgili madde adı yazılmakla yetinilmiştir. Ayrıca, yine yer darlığı sebebiyle, Yüksek mahkeme kararlarında karşı oylara yer verilememiştir.