Türk Defteri, ömrünü Türklüğe adamış bir eğitimci olan Melahat Cafer Mürşüdlü'nün tâ çocukluğundan başlayarak tanımaya çalıştığı ve bilhassa Azerbaycan'ın bağımsız olmasıyla beraber daha yakından tanıdığı Türk dünyasını ve Türk milletini kimi zaman hazin kimi zaman da coşkuyla anlattığı hatıralarını ihtiva etmektedir. O, yıllarca Sovyet Rusya'nın yönetiminde Türklüğünü unutturmaya çalışan sisteme karşı, adeta “Ben Türkü'm, bunu unutmadım, fakat şimdi daha hem kendimi, hem tarihimi, hem coğrafyamı daha çok keşfettim, öğrendim; şimdi de hem öğrencilerime hem de herkese anlatıyor, tanıtıyorum.” diye haykırmaktadır.
Yazarın Azerbaycan'dan başlayıp Türk dünyasının çeşitli yerlerine yaptığı seyahatleri, Türklere yapılan ve tarihin derinliklerine hapsedilmeye çalışılan zulüm ve işkenceleri hem kaynaklara hem de hatıralarına dayanarak anlattığı bu kitap eminim ki Azerbaycan'dan Türk dünyasına atılan bir feryattır aynı zamanda. Tabii ki duyana ve o feryada koşana…
Türk Defteri, ömrünü Türklüğe adamış bir eğitimci olan Melahat Cafer Mürşüdlü'nün tâ çocukluğundan başlayarak tanımaya çalıştığı ve bilhassa Azerbaycan'ın bağımsız olmasıyla beraber daha yakından tanıdığı Türk dünyasını ve Türk milletini kimi zaman hazin kimi zaman da coşkuyla anlattığı hatıralarını ihtiva etmektedir. O, yıllarca Sovyet Rusya'nın yönetiminde Türklüğünü unutturmaya çalışan sisteme karşı, adeta “Ben Türkü'm, bunu unutmadım, fakat şimdi daha hem kendimi, hem tarihimi, hem coğrafyamı daha çok keşfettim, öğrendim; şimdi de hem öğrencilerime hem de herkese anlatıyor, tanıtıyorum.” diye haykırmaktadır.
Yazarın Azerbaycan'dan başlayıp Türk dünyasının çeşitli yerlerine yaptığı seyahatleri, Türklere yapılan ve tarihin derinliklerine hapsedilmeye çalışılan zulüm ve işkenceleri hem kaynaklara hem de hatıralarına dayanarak anlattığı bu kitap eminim ki Azerbaycan'dan Türk dünyasına atılan bir feryattır aynı zamanda. Tabii ki duyana ve o feryada koşana…