Türk Dininin Sosyolojik İmkanı Alevilik ve İslam Protestanlığı

Stok Kodu:
9786059114271
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
392
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-08
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
60,00
9786059114271
754092
Türk Dininin Sosyolojik İmkanı
Türk Dininin Sosyolojik İmkanı Alevilik ve İslam Protestanlığı
60.00

Din kendisine kulak verilen bir çağrı, hayatımızı ve kendimizi değiştirmeyi talep eden bir sesleniş olmaktan çıkıp istediğimiz gibi kullanabileceğimiz bir araç hâline nasıl gelir? Dinin bir mesajdan bir araca dönüşümü belki tarih boyunca din ve siyaset ilişkisinin özetidir. Bütün dünya dinlerinin ilk vazedildikleri, değiştirmeyi hedefledikleri toplumlar tarafından kabul edildikten sonra millîleştirilmesi bir sosyolojik kural gibi. Hristiyanlığın Romalılaştırılması, Protestanlığın Anglikanlaşması, İslam'ın Emevileşmesi veya Şiileşmesi…
Cumhuriyet Türkiye'sinde dini millîleştirme arzusu, İslam'ı Protestanlaştırma ile radikal sekülerleşme arasında bir yol bulmaya çalışırken, bir yandan da Alevi İslamı veya kültürel İslam, Türk İslamı'nı temsil edecek terkipler olarak kurgulandı. Yasin Aktay hem Aleviliğin hem de Protestanlığın bu süreçte nasıl icat edildiklerini eleştirel bir yaklaşımla ortaya koyuyor. Alevilerin kendi İslam yorumları "gayriresmî", "sapkın” kılındığı ve ayrımcılığa uğradığı hâlde cumhuriyet projesine sadakatlerini nasıl ve neden sürdürdüler?
Aktay, bütün bu arayışların tarihini ve sosyolojik imkânlarını ortaya koyarken, Türk İslamı idealinin zamanla devletin bir projesi olmaktan çıkıp sivil bir ideolojiye dönüştüğünü de tespit ediyor. Tam da bu sivil düzeyde kendi İslam'ını Türk İslamı olarak başkalarından ayrıştırmanın nedenlerini ve psikolojik kökenlerini irdeliyor. Hem İslami ilimlere hem sosyolojiye olan hâkimiyetiyle Aktay, Maturidi, Hanefi ve Anadolu İrfanı bileşenlerine vurgu yapılan yeni ve sivil bir millî din söyleminin arka planını eleştirel bir yaklaşımla irdeliyor.

Yasin Aktay, büyüleyici bir din ve siyaset sosyolojisi uygulamasında, Cumhuriyetçi hükûmetlerin Sünni İslam'ın ‘resmîleştirilmesi', ‘Cumhuriyetleşme' ve Alevi azınlığın ‘Cumhuriyet projesine' özel bağlılığı arasındaki açık çelişkiyi sorguluyor.

Prof. Dr. Yahya Sezai Tezel


İtiraf etmeliyim ki bakış açısı ve ulaşılan sonuçlarda ciddi farklılıklarımız olmasına rağmen Aktay'ın saptamalarının çoğuna katılıyorum.

Prof. Dr. Erol Göka

"Yasin Aktay formüle ettiği ve Türk laikliğinin özel bir halkası olarak kurumsallaştırılan ‘Türk İslamı' kavramsallaştırmasını farklı düzeylerde işleyen ‘dine karşı mesafe bilinci'ni hatırda tutarak ele almakla kalmıyor, şimdiye kadar bir türlü cesaret edilemeyen eleştirel analizi sık sık ertelenen bir problem alanı olmaktan çıkararak açık yüreklilikle tartışmaya katıyor."

Dr. Necdet Subaşı

Bilimsel bilgi, araştırmalardan elde edilecek verilerle yanlışlanmak veya desteklenmek üzere üretilir; bu kitaptaki bilgiler de eleştirel bir çerçevede yanlışlanmaya ve desteklenmeye devam etmektedir.

Prof. Dr. Bahattin Akşit

Din kendisine kulak verilen bir çağrı, hayatımızı ve kendimizi değiştirmeyi talep eden bir sesleniş olmaktan çıkıp istediğimiz gibi kullanabileceğimiz bir araç hâline nasıl gelir? Dinin bir mesajdan bir araca dönüşümü belki tarih boyunca din ve siyaset ilişkisinin özetidir. Bütün dünya dinlerinin ilk vazedildikleri, değiştirmeyi hedefledikleri toplumlar tarafından kabul edildikten sonra millîleştirilmesi bir sosyolojik kural gibi. Hristiyanlığın Romalılaştırılması, Protestanlığın Anglikanlaşması, İslam'ın Emevileşmesi veya Şiileşmesi…
Cumhuriyet Türkiye'sinde dini millîleştirme arzusu, İslam'ı Protestanlaştırma ile radikal sekülerleşme arasında bir yol bulmaya çalışırken, bir yandan da Alevi İslamı veya kültürel İslam, Türk İslamı'nı temsil edecek terkipler olarak kurgulandı. Yasin Aktay hem Aleviliğin hem de Protestanlığın bu süreçte nasıl icat edildiklerini eleştirel bir yaklaşımla ortaya koyuyor. Alevilerin kendi İslam yorumları "gayriresmî", "sapkın” kılındığı ve ayrımcılığa uğradığı hâlde cumhuriyet projesine sadakatlerini nasıl ve neden sürdürdüler?
Aktay, bütün bu arayışların tarihini ve sosyolojik imkânlarını ortaya koyarken, Türk İslamı idealinin zamanla devletin bir projesi olmaktan çıkıp sivil bir ideolojiye dönüştüğünü de tespit ediyor. Tam da bu sivil düzeyde kendi İslam'ını Türk İslamı olarak başkalarından ayrıştırmanın nedenlerini ve psikolojik kökenlerini irdeliyor. Hem İslami ilimlere hem sosyolojiye olan hâkimiyetiyle Aktay, Maturidi, Hanefi ve Anadolu İrfanı bileşenlerine vurgu yapılan yeni ve sivil bir millî din söyleminin arka planını eleştirel bir yaklaşımla irdeliyor.

Yasin Aktay, büyüleyici bir din ve siyaset sosyolojisi uygulamasında, Cumhuriyetçi hükûmetlerin Sünni İslam'ın ‘resmîleştirilmesi', ‘Cumhuriyetleşme' ve Alevi azınlığın ‘Cumhuriyet projesine' özel bağlılığı arasındaki açık çelişkiyi sorguluyor.

Prof. Dr. Yahya Sezai Tezel


İtiraf etmeliyim ki bakış açısı ve ulaşılan sonuçlarda ciddi farklılıklarımız olmasına rağmen Aktay'ın saptamalarının çoğuna katılıyorum.

Prof. Dr. Erol Göka

"Yasin Aktay formüle ettiği ve Türk laikliğinin özel bir halkası olarak kurumsallaştırılan ‘Türk İslamı' kavramsallaştırmasını farklı düzeylerde işleyen ‘dine karşı mesafe bilinci'ni hatırda tutarak ele almakla kalmıyor, şimdiye kadar bir türlü cesaret edilemeyen eleştirel analizi sık sık ertelenen bir problem alanı olmaktan çıkararak açık yüreklilikle tartışmaya katıyor."

Dr. Necdet Subaşı

Bilimsel bilgi, araştırmalardan elde edilecek verilerle yanlışlanmak veya desteklenmek üzere üretilir; bu kitaptaki bilgiler de eleştirel bir çerçevede yanlışlanmaya ve desteklenmeye devam etmektedir.

Prof. Dr. Bahattin Akşit

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat