Tarih öğrenmedeki temel amaç; geçmişi geleceğe taşımak olmadığı gibi, geçmişe saplanıp kalmak da değildir. Her millet başka toplumların tecrübelerinden faydalanmakla birlikte, öncelikle kendi tarihî tecrübelerini dikkate almak durumundadır. Bu kapsamda olmak üzere Erol Güngör'ün dediği gibi Türk aydını “bin yıl önceki Türkçe metinleri anlayacak seviyede” olmalı, üniversite kapısındaki kitabeyi görünce “alık alık” bakmamalı ve atalarının siyasî ve idarî tecrübesinden faydalanmalıdır.
Üniversite ve yüksekokullarımızın bütün bölümlerinde okutulmakta olan inkılâp tarihi derslerinde öğrencilerimize bu bilinç verilmelidir. Zira bu derslerdeki temel amaç, devlet-millet bütünlüğü ve binlerce yıldır bu topraklarda varlığını sürdüren Türk milletine aidiyet bilincinin oluşturulmasıdır. Devletini, tarihini, kültürünü ve tarihî şahsiyetlerini sağlıklı bir şekilde tanımak en iyi bilinçlenme şeklidir. Doğru tarih ve doğru dil sayesinde toplumda ancak tarih şuuru oluşabilir. Eksik, yanlış ve abartılı tarih bilgisiyle tutarlı bir tarih şuurunun oluşması mümkün değildir. Bu sebeple öğrencilerimize tarihini ve kültürünü, mensup olduğumuz devletimizin kuruluşunu, kurucularını, siyasî ve sosyal yapısını, rejim şeklini en iyi en doğru şekilde öğretmeliyiz. Gençlerimize tarihî hakikatleri olduğu gibi anlatmak onların devletimizi ve milletimizi sevmeleri için yeterli olacaktır. Milletimiz geçmişte olduğu gibi günümüzde de bizleri diri ve dinamik yapan temel değerlerle mücehhez liderler yetiştirecek zemine sahiptir. Yeter ki köklerimizden ve kültürümüzden kopmayalım. Kültürümüzü besleyen kadim değerlerimizi ihmal etmemek kaydıyla dünyaya açılmak ve güncelleşmek mecburiyetindeyiz.
Milli Mücadele, Cumhuriyetin kuruluşu ve inkılâplar, yakın tarihimizin önemli bir devresidir. Tarih bilimindeki temel amaç belli bir dönemi idealize etmek değil, günümüzün daha iyi anlaşılmasını sağlamak ve varlığımızın sürdürülebilirliğini temin etmektir. Türk tarihinin bir bütün olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır. Türk milleti binlerce yıldır vardır ve dünya durdukça mevcudiyetini devam ettirecektir.
Tarih öğrenmedeki temel amaç; geçmişi geleceğe taşımak olmadığı gibi, geçmişe saplanıp kalmak da değildir. Her millet başka toplumların tecrübelerinden faydalanmakla birlikte, öncelikle kendi tarihî tecrübelerini dikkate almak durumundadır. Bu kapsamda olmak üzere Erol Güngör'ün dediği gibi Türk aydını “bin yıl önceki Türkçe metinleri anlayacak seviyede” olmalı, üniversite kapısındaki kitabeyi görünce “alık alık” bakmamalı ve atalarının siyasî ve idarî tecrübesinden faydalanmalıdır.
Üniversite ve yüksekokullarımızın bütün bölümlerinde okutulmakta olan inkılâp tarihi derslerinde öğrencilerimize bu bilinç verilmelidir. Zira bu derslerdeki temel amaç, devlet-millet bütünlüğü ve binlerce yıldır bu topraklarda varlığını sürdüren Türk milletine aidiyet bilincinin oluşturulmasıdır. Devletini, tarihini, kültürünü ve tarihî şahsiyetlerini sağlıklı bir şekilde tanımak en iyi bilinçlenme şeklidir. Doğru tarih ve doğru dil sayesinde toplumda ancak tarih şuuru oluşabilir. Eksik, yanlış ve abartılı tarih bilgisiyle tutarlı bir tarih şuurunun oluşması mümkün değildir. Bu sebeple öğrencilerimize tarihini ve kültürünü, mensup olduğumuz devletimizin kuruluşunu, kurucularını, siyasî ve sosyal yapısını, rejim şeklini en iyi en doğru şekilde öğretmeliyiz. Gençlerimize tarihî hakikatleri olduğu gibi anlatmak onların devletimizi ve milletimizi sevmeleri için yeterli olacaktır. Milletimiz geçmişte olduğu gibi günümüzde de bizleri diri ve dinamik yapan temel değerlerle mücehhez liderler yetiştirecek zemine sahiptir. Yeter ki köklerimizden ve kültürümüzden kopmayalım. Kültürümüzü besleyen kadim değerlerimizi ihmal etmemek kaydıyla dünyaya açılmak ve güncelleşmek mecburiyetindeyiz.
Milli Mücadele, Cumhuriyetin kuruluşu ve inkılâplar, yakın tarihimizin önemli bir devresidir. Tarih bilimindeki temel amaç belli bir dönemi idealize etmek değil, günümüzün daha iyi anlaşılmasını sağlamak ve varlığımızın sürdürülebilirliğini temin etmektir. Türk tarihinin bir bütün olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır. Türk milleti binlerce yıldır vardır ve dünya durdukça mevcudiyetini devam ettirecektir.