Onun saçlarını tarıyordum. Ve gözümden saçlarına, yüzüne, omuzlarına tane tane yaş düşüyordu. Kalkıp beni boğazlayacağını, boğup bahçeye atacağını düşünüyordum ama göz yaşlarımı tutamıyordum. Tarağı elimden alıp fırlattı.
Elimi yüzüne koydu:
-Okşa!...
-Öp!...
İç çekip ağlıyordum. Daha ne yapması umurumda değildi. Boğsun, öldürsün. Ama onun emirleri, istekleri bitmiyordu. Ağlıyordum ve beynim, düşünme mekanizmam durmuştu.
Hiç bir şey hissetmiyordum. Beni alıp dizine oturtması, hırlayarak yüzümden, boğazımdan öğmesi, dudaklarımı emmesi, göğsümde gezen o kıllı iri pençe... Bağıramıyordum, nefesim yetmiyordu, annem uzaktaydı, burada baş verenleri bilmiyordu.
Onun saçlarını tarıyordum. Ve gözümden saçlarına, yüzüne, omuzlarına tane tane yaş düşüyordu. Kalkıp beni boğazlayacağını, boğup bahçeye atacağını düşünüyordum ama göz yaşlarımı tutamıyordum. Tarağı elimden alıp fırlattı.
Elimi yüzüne koydu:
-Okşa!...
-Öp!...
İç çekip ağlıyordum. Daha ne yapması umurumda değildi. Boğsun, öldürsün. Ama onun emirleri, istekleri bitmiyordu. Ağlıyordum ve beynim, düşünme mekanizmam durmuştu.
Hiç bir şey hissetmiyordum. Beni alıp dizine oturtması, hırlayarak yüzümden, boğazımdan öğmesi, dudaklarımı emmesi, göğsümde gezen o kıllı iri pençe... Bağıramıyordum, nefesim yetmiyordu, annem uzaktaydı, burada baş verenleri bilmiyordu.