Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de özellikle 1980 sonrası neo-liberal politikalar ekseninde yeniden şekillenen ve değişen üretim tarzı basının, sonrasında medyanın çalışma biçimi ve ilişkilerini de değiştirmiştir. Kamu hizmeti yayıncılığından medya endüstrisine dönüşme sürecinin yansımalarının yaşanmaya başladığı bu dönemi izleyen yıllarda, aileden gazetecilik yapanların yerini, başka sektörlerde faaliyet gösteren isimler almış; sahiplik yapısı değişirken medya da olanca hızıyla holdingleşme sürecine girmiştir. Eleştirel ekonomi politiği kendisine referans alan bu kitap, sözü edilen değişimin tipik örneklerinden olan Sabah Grubu'nun, Dinç Bilgin'le başlayan serüveninden günümüze dek değişen sahiplik yapısını, tarihsel boyutu ile sorgulamakta; kapsamlı bir araştırma ile bu dönüşüm ve değişime nesnel bir ışık tutmaktadır.
Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de özellikle 1980 sonrası neo-liberal politikalar ekseninde yeniden şekillenen ve değişen üretim tarzı basının, sonrasında medyanın çalışma biçimi ve ilişkilerini de değiştirmiştir. Kamu hizmeti yayıncılığından medya endüstrisine dönüşme sürecinin yansımalarının yaşanmaya başladığı bu dönemi izleyen yıllarda, aileden gazetecilik yapanların yerini, başka sektörlerde faaliyet gösteren isimler almış; sahiplik yapısı değişirken medya da olanca hızıyla holdingleşme sürecine girmiştir. Eleştirel ekonomi politiği kendisine referans alan bu kitap, sözü edilen değişimin tipik örneklerinden olan Sabah Grubu'nun, Dinç Bilgin'le başlayan serüveninden günümüze dek değişen sahiplik yapısını, tarihsel boyutu ile sorgulamakta; kapsamlı bir araştırma ile bu dönüşüm ve değişime nesnel bir ışık tutmaktadır.